BU SAYFADA SİZLERE YAŞANTIMA DAMGA VURAN İKİ GÜZİDE
KENT OLAN VE BALIKESİR' İ TANITMAK İSTİYORUM.
VAN
'DÜNYADA VAN AHİRETTE İMAN' lakaplı harika kent.Doğunun incisi,başka bir deyimle doğunun Paris'i.(Bu fotoğraf FK.üyesi Van'lı otoğraf sanatçısına aittir.)
VAN’IN TARİHİ
Van Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli akarsuları bol iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Bu yüzden tarihin eski çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu gözde bir yer olmuştur.
Arkeolojik araştırmalara göre Van ili yazılı tarih öncesi dönemleri M.Ö. 5000-3000 yılları Kalkolitik dönem başlarına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir. Daha sonra Hurrilerin bölgedeki devamı olan yerli kavimler tarafından M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba ( VAN) olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesi'nde güneyde yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmüşlerdir. M.Ö. VII. Yüzyıl başlarında Mezopotamya'dan Anadolu'ya akınlar düzenleyen Asurlular Van Kalesi'ni ele geçirince Urartular Tuşba yakınlarında Rusahinili (Toprakkale) şehrini kurarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. M.Ö. 612 yılında Anadolu'ya gelen Medler büyük Urartu Kırallığı'na son vermişlerdir.
Yerleşik bir nizam kuramayan Med Krallığı Persler'e yenilip yıkılınca Van ve yöresi M.Ö. 332 yılına kadar Pers M.Ö. 129 yılına kadar Büyük İskender'in doğu seferinden sonra Makedonyalılar ve M.Ö. 88 yılına kadar da Partların egemenliğinde kalmıştır.
Tarihi dönem içerisinde Van ve yöresi Romalılar ile Sasaniler arasında çatışma sebebi olmuştur. M.S. 395 yılına kadar Sasani sonra da Bizans egemenliğinde kalmıştır.
Hz. Osman zamanında Bizans'ı bozguna uğratan Müslüman orduları 644 yılında Van ve yöresini ele geçirmiş bu hakimiyet Emevi ve Abbasi devletleri tarafından da sürdürülmüştür. Eskiden beri Van Bölgesi'nde yaşayan Ermeni azınlığı kısa bir süre Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu'na tabi olmuşlardır.
1980 yılından beri terör nedeniyle köylerden ve civar illerden göç almış Türk kökenli yerli halk ise batıya göç etmiştir.2011 verilerine göre kentin nüfusu 1.059.000 a ulaşmıştır.
VAN KALESİ
Urartu kalelerinin görkemlilerindendir. M.Ö.9.Yüzyılda Lupitri’nin oğlu I.Sarduri tarafından yaptırılmıştır.Büyük bir bölümü ayakta olan kalenin Kuzeybatı ucunda bulunan ve Sardurburcu (Madırburcu) denilen uzunluğu 6 m. yüksekliği 1 m.olan Sarduri’ye ait Asur çivi yazısı ile kalenin uzunluğu 1800 m. genişliği 120 m.gölden yüksekliği ise 80 m.dir. Kalenin kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki kaya üzerinde bulunan Urartu’ların günümüze kadar ulaşan en uzun yazıtı, ‘HORHOR YAZITLARI’ VARDIR.Ayrıca kalenin kuzeyinde II.Sarduri’nin açık hava tapınağı (Anakız) ,kale içinde Menua ve Sarduri ‘ye ait mezar odaları ,mağaralar,su sarnıçları ve çeşitli odalar vardır.Kalenin güneyinde ise eski şehrin kalıntıları bulunur.Ulu Camii,Hüsrevpaşa Camii,Kayaçelebi Camii ve çoğu tahrip olmuş evler ,hamamlar,kümbetler gezenleri tarihin yaprakları arasında seyahate çıkarır.
VAN CASTLE
The castle is one of the most magnificent Urartian castles.The castlevas bulit by Sarduri.son of Luputri in B.C.9 th century.the massive part of thecastle stil stands in its location Sarduri tower (so –called Madırburcu) bulit of rock blocks in 6 m length and 1 m beight bas Assyrian cuneiform inscriptions about Sarduri I and the said inscriptions are the oldest Urartian cuneiform inscriptionsknown so far.The length of the castel is 1800 m.width is 120 m.and altitude abovethe lakelevel is 80 metres.Another important structureof the castle isrock tomb of Argişti.I and on the rock just outside the tomb exists ‘ HORHOR İNSCRİPTİONS’,
The longest inscription of Urartians reached until present time.I addition,there are open air temple (Locaily called Anakız) built by Sarduri II on the nort of the castle tomb rooms of Menua and Sarduri,inns,rain water cisterns and various rooms inside the castle.There are ruins of former city on the soutb part of the city .Ulu Camii,Hüsrevpaşa Masque,Kayaçelebi Masque and mosty damaged bouses ,batbs,vauts helps visitors have a trip through history.
AKDAMAR ADASI
Sahile uzaklığı 4-5 km olan adaya 20 dakikalık güzel bir yolculuktan sonra ulaşılmaktadır.Üzerinde badem ağaçları bulunan ada eşşiz bir güzelliğe sahip bulunmaktadır.Ada üzerndeki kilise M.S.915 - 921 yılları arasında Kral I.Gagik tarafından yaptırılmıştır. Kilisenin etrafı İncil' den, Tevrat' dan ve günlük olaylardan esınlenerek hazırlanan kabartmalarla süslüdür.
AKDAMAR ISLAND
The of the most famous ısland of Turkey.The distance betwen harbor and the ıslandis 4 km.After anenjoyable voyage (20 minutes) you can reach to the Island.İt is covered with almond trees.On the İsland,there is an old church .Akdamar İsland Church was built by King Gagik I in A.D.915-921 The church is surrounded with some figures. They represent religious themes derived from the Bible and Old Testament,as well as scenes from the daily life.
AKDAMAR ADASI EFSANESİ
Akdamar (Aktamar) adası Vangölü içersinde Gevaş sahiline 4-5 km uzaklıkta bulunan bir ada olup üzerinde rivayetlere göre MS. 815 lerde yapımına başlanan ve yapımı yüzyılı aşkın bir sürede bitirilen bir kiliseye evsahipliği yapmaktadır. O zamanlar adaya ve kiliseye kimseler sokulmamış olup kilise de sadece keşişlerin yaşamasına izin verlmiştir. Bitkiörtüsü büyük ölçüde badem ağaçlarından oluşan bu adadaki kilisenin papazlarından birinin Tamara adında çok güzel bir kızı varmış. Yine rivayetlere göre karşı sahilde çobanlık yapan, başka bir rivayete göre de o civarda yalnız başına yaşayan Davut adında bir genç varmış. Aynı zamanda çok iyi de bir yüzücü olan bu genç günlerden birgün adaya çok yaklaştığını farkederek merakı sonucu adaya çıkar ve gezmeye başlar. Tam bu sırada papazın kızı da badem ağaçları arasında gezinmektedir. Bir anda biribirlerini görürlerken Tamara kaçmaya karar verir. Fakat Davut’un güzelliği ve aşırı çekiciliği karşısında kaçmaktan vazgeçerek tanışıp konuşmaya başlarlar. Bu konuşmalar zaman zaman devam ederek yerini büyük bir aşka bırakmış ve
birbirlerini deli gibi sever olmuşlar.Tamara sık sık gecenin karanığında kayalıklara çıkarak elindeki fenerle çobana işaret verir çoban da o mesafeyi yüzerek Tamara ile kayalıklarda buluşurlarmış.Kilise keşişlerinden biri bunu görerek papaza haber vermiş,papaz da bu buluşmaya engel olamayınca bir plan yapmış.Fırtınalı ve dalgaların azgın olduğu bir gece Tamara’yı kiliseye kapatarak eline bir fener almış,çobanın adaya doğru yüzmesini sağlamış.Ancak sık sık yer değiştirerek çeşitli yönlere doğru çobanın yüzmesini sağlamış.Yorgunluktan bitkin düşen çobanın ‘AHTAMARA ,AHTAMARA’ nidaları yeri göğü inletmiş. Çoban azgın dalgalarla birlikte sulara gömülüp kaybolmuştur.’AH TAMARA’ seslerini duyan Tamara durmu fark ederek kapıları kırmış ve kayalıklara koşmuş.Sevgilisinin öldüğünü fark eden Tamara da kendini kayalıklardan aşağı bırakarak intihar etmiştir.İşte o günden beri yükselen ‘AH TAMARA’ sesleri değişikliğe uğrayarak günümüze ‘ AKDAMAR’ olarak gelmiştir.
Bu nedenle de adanın ismi ‘AKDAMAR ADASI’ olarak kalmıştır.
Cengiz AMİKLİOĞLU
BENDİMAHİ (MURADİYE) ÇAĞLAYANI
Van Gölü’nün kuzeydoğusunda,Muradiye’ye10 km uzaklıkta,Bend-i Mahi Çayı üzerinde bulunmaktadır. Çayın oluştuduğu derin bir vadi içerisinde suyun 15- 20 m yüksekliktena kmasıyla çağlayan oluşmuştur.Bahar aylarında suyun çoğalmasıyla çağlayan daha da heybetli bir görünüm oluşturmaktadır. Vadi üzerine çağlayanın hem olan önüne kurulmuş olan asma köprü karşıdan karşıya geçmeyi sağlamaktadır . Hemen karşısında yer alan dinlenme tesisi , gelen ziyaretçilere hizmet vermektedir.
BENDİMAHİ (MURADİYE) FALL
Muradiye Fall is located on Bend-i Mahi Stream at 10 km distance to thetown of Muradiye,to the northeast of the lake Van.The fall is formed by the pouring of the at an height of 15 – 20 m iı the valley.With rise in water volume ın the Spring.The Fall becomes more glorious.An hanged bridge over the valley.Just in front of the Fall,provides acces to the other side .The nearby resort serves the visitors.
VANGÖLÜ
Türkiye’nin en büyük,Avrupa!nın ise 5.büyük gölüdür. Alanı 3764 km2 yük sekliği ise 1650 m dir. Derinliği bazı yerlerde 100 m yi geçer . Gölün uzunluğu 125 km den ve genişliği 65km den fazladır. Büyüklüğü nedeniyle
bölge halkı tarafından VAN DENİZİ diye anılır. Nemrut dağı’ndan çıkan lavların set oluşturması ile oluşan göl üzerinde dört tane ada ( ADIR –KUŞ – ÇARPANAK – AKDAMAR )bulunur. Suyu tuzlu (Binde 210) ve sodalıdır. Suyunun bu özelliğinden dolayı göl çamaşır yıkamak için çok uygundur. Ayrıca yapılan araştırmalara göre göl suyu deri ve cilt hastalıklarına da şifa olmaktadır.
VAN LAKE
Van Lake is the largest lake of Turkey and the 5th .Largest lake in Europe .It’sAbout 125 km.long and 65 km. wide It’s Altitude is 1650 m. Area is 3764 km2 and depthis more than 100 metres .The Refore ,it is localy called ‘VAN SEA’ Van Lake was formed by the lava barRier of Nemrut Mount .There are four İslands (AKDAMAR – ÇARPANAK –ADIR – KUŞ ) on the lake.The water of lake is salty and has much soda. For this reason this wateris very suitable for washing clothes.And according to some rescarchs, lake has healthful waters for some ilnesses.
HOŞAP KALESİ
1643 yıiında Mahmudilerin beyi Sarı Süleyman tarafından yaptırılmıştır.Kalenin giriş kapısı üzerinde kalenin yapımına dair yazıt ile aslan kabartmalar ,kalenin içinde hamam ,medrese,çeşme ,su sarnıcı,zindan ve çok sayıda oda kalıntıları vardır.Ayrıca kalenin güney tarafından Van bölgesinin en eski Osmanlı köprüsü bulunur.
İNCİKEFALİ
Van Gölü’ nde yetişen tek bir cins balık türüdür.İncikefali de denilen bu balık yalnızca Van Gölü'nde bulunmakta ve adının da Vanbalığı olduğu daha doğru bir tesbittir. Az pullu az kılçıllı,eti tavuk eti gibi beyaz olan bu balığın daha önceleri yalnızcaVangölü’ ne dökülen ırmak havzalarında bolca bulunduğu bilinmekteydi. Yapılan araştırmalar sonucunda deniz tabanında da bolca bulunduğu öğrenilmiştir.Bu balıklar yumurtlama dönemlerinde denizden çıkıp yumurta bırakmak üzere nehir boylarına göç ederler. Bu göçlerinde bazı kesimlerde bu göçü uçarak gerçekleştirmek zorunda kalırlar..Alttaki resimde bu göç anını göstermektedir. Van’lının geçim kaynaklarından ve lezzetli gıda maddelerinden biridir.
PEARL MULLET
Only one species of fish lives ın Van lake,which is called pearl mullet The riverbasins ending in Van lake have plenty of the pearl mullet having few scales,fish-bones and chicken like meat .The fish is one of the way of making life and one of tyhe most important food in Van.
DÜNYACA ÜNLÜ VAN KEDİSİ (PİŞİK)
Yere sürünecek kadar uzun beyaz İpeksi kürklü,uzun vücut yapılı, kaplan yürüyüşlü ,tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruklu,değişik göz renkli (Diskromatopsi) ,zeki,çevişk bir kedi olarak tarif edilen Van kedisinin temizliği,cana yakınlığı,oyunu çok sevmesi sahibine bağlı oluşu onu nadide hale getiren önemli özelliklerindendir.Dünyada yüzmeyi bilen tek kedi türüdür.
THE WORLD FAMOUS VAN CATS ( PUSSY PUSSY )
Those catshave long white silky fur,long body shape tiger walking,long and blistering tails resembling fox tails and different eye colour (Discromatopy) intelligent agile cat.Theirimportant characteristics which maket hem rare are clean,friendly,and loving to play with the owner.
VAN VE YÖRESİNDE ÜRETİLİP
SÖYLENEN
MANİLER
Sevgili izleyenlerim ;
Sizlere bu bölümde Van ve yöresinde üretilmiş dilden dile dolanan
ve tamamiyle Van yöresinde kullanılan şive ile yazılmış bulunan özgün
''VAN MANİLERİ'' nden örnekler sunmak istiyorum. Yalnız manilerden önce
bu maniler içersinde geçen şive gereği değiştirilmiş bazı kelimelerin Van' lı
olmayan izleyici ve okurların anlayabilmeleri bakımından Türkçe
karşılıklarını vermek istiyorum. (Kelimeler içersinde genellike (K) harfi
şive gereği ( H ) veya ( Ğ ) ile yumuşatılmış veya yayvanlaştırılmıştır.)
KELİMELER:
Gala : Kale Men :Ben Her ğabar : Hayırlı haber
Duz :Tuz Rüt :Çulsuz Gelem :Kalem
Yahacağ :Yakacak Bucah :Köşe Ilıcağ :Ilıkca
Pıtrığ :Gölgelik Gurtulah:Kurtulma İsitme :Sıtma
Naçar :Çaresiz Geynana:Kayınvalideye verilen ad
Erdemit :Van'ın sahil kasabası (Şimd ise kazası)
Cılbır :Van yöresinde yapılan çok güzel bir yemek
Gurut :Ping pong topu büyüklüğünde kurutulmuş yoğurt kütlesi
Aslik :Van'da yetişen bir elma cisi
Keledoş :Van'da yöresel bir yemek türü
Erek :Van kıyısındaki dağ
VAN’A ÖZGÜ MANİLER - 1
Van şivesiyle yazılmıştır.
Ağaçlarda kestane Van’a gelmez olaydım Ağam derim naçaram Mendilim dalda galdı Su gelir deste gider Çiçeğin ağına bağ
|
Keledoşi garıştır Masa üsdünde darah Bağımın yar dağlari Başlar bozuh değil mi
|
MANİLER - 2
Garşıda görünisen
Masa üstünde piçah
|
Ekin ektim gül bitdi
Masa üsdünde pekmez
|
MANİLER - 3
Çatıdaki fareler
Başa vardım yaslandım
|
Kerdiye ektim biber
Çarşidan aldım limon duzi
|
VAN VE YÖRESİNDE
SÖYLENEN
NİNNİLER
Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Eee.. Eee.. Eeeh
Dandili oğlum dandili
Ulu Caminin kandili
İmamların asası
Küçük kürkün yakası
Tüccarların kasası
Güvalerin kesesi
NİNNİ
Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni…
Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı…
Lahanayı yemez kokunu yer
Benim de kuzum lokum yer
Uyusun da büyüsün ninni
Tıpış tıpış yürüsün ninni…
****
Dandini Dandini Dastana
Dandini Dandini Dastana
Danalar Girmiş Bostana
Kov Bostancı Danayı
Yemesin Lahanayı Nenni
E….. E…. E… E….
Biner Atın İyisine
Düşer Yolun Kıyısına
Haber Verin Dayısına
Şeker Alsın Kuzusuna Nenni
NİNNİ
Hey develer develer
Peynirlidir pideler
Yedi yedi dedeler
Hani bize dediler
Oğluma uyku verdiler.
NİNNİ
Al babası al babası
Yağlığımı sar babası
Oğlun mektebe hazırla
Kitap al da sal babası
…
NİNNİ
Karga seni tutarım
Kanadını yolarım
Yelpazeler yaparım
Hanımlara satarım.
Uyuyacak yavrum ninni
Büyüyecek yavrum ninni
Ninni benim yavruma ninni
…
NİNNİ
Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni...
…
Dandini dandini dastana
Danalar girdi bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Dandini dandini damama
Kızlar gider hamama
Hamamın yolu taşlıdır
Kızım kara kaşlıdır.
Dandini dandini dan kuşu
Yüksek saraylar kuşu
Çalım çırpım yuvası
Şeker getir yavrumun babası
Dandini dandini danadan
Bir anadan bir babadan
Bağışlasın Yaradan
Nenni benim oğlum neni
Babası beyler başı nenni
Anası cevahir taşı neni
Nenni benim oğlum neni
Nenni dedim uyuyasın
Kaymak verdim büyüyesin.
Uyumuyor ben neydeyim
Neneni yavrum nenni neni
Nenni dedim yatasın
Kızıl güle batasın
Kızıl gül bir ağaçtır
Duldasında yatasın
Nenni der de uyuturum
Uyutur da büyütürüm
Ben yavrumu yürütürüm
Nenni yavrum nenni nenni.
Nesi var yavrumun nesi var
Benim yavrumun uykusu var
Uyusun da büyüsün neni
Tıpış tıpış yürüsün neni
Nen çalar uyurdum neni
Üstünü soyudurum neni
Mevlam izin verirse
Küçüksün büyüdürüm nenni
Elma attım yuvalandı nenni
Vardı beşiğe dayandı nenni
İçinde bebek uyandı nenni
Ak taş diye belediğim nenni
Haktan dilek dilediğim nenni
Tülbendime doladığım neni
Kalaylı kazanda yemek pişiyor
Oynayan bebeğe gönlüm düşüyor
Bir fazla söylesem kocam boşuyor
Yüce dağ başında höllük eleseydim
Aynalı beşiğe oğlan beleseydim
Al bayrak dike esdireydim
Emmisin dayısın küstüreydim
Dandil dandil danası var
Bir kötüce anası var
Yumaz başını kırkar saçını
Yamru yumru kafası var
Hu hu hu derviş
Derviş bir gelin almış
O da öpmeden ölmüş
Cıngıllısı püsküllüsü kalmış
VAN VE YÖRESİNDE ÜRETİLİP
DİLLERDE DOLAŞAN
TEKERLEMELER
Evli evine
Köylü köyüne
Evi olamayan
Sıçan deliğine.
**
Ekin ektik biçmeğa
Geldik güzel seçmağa
Biz oğlan tarafıyız
Geldik şerbet, içmeğa
**
Al almaya gelmişem
Şal almaya gelmişem
Men oğlan bacısiyam
Gız almağa gelmişem
**
Men giderem hamama
Demeyin gaynanama
Geynanam bostancıdır
Menden ister şamama
**
Yüreğim nasıl dayana
Van yerine cihan yana
Her taşına bin can feda
Can bir yana Van bir yana
Ağ çuğa mavi çuğa
Göz vuranın gözi çığa
Püf pembele püf
Elem tere fiş
Kem gözlere şiş
**
Masa masaya benzer
Masa köşeye benzer
Edremitin kızları
Aslik almaya benzer
Gızım gızım gızana
Gızımı verdim hızana
Hizan para gazana
Gızım giye bezene
**
Yavru petek balısan
Gız sen kimin yarısan
Vallahi menim gözümde
Melleçi armudisan
**
Tarlada çamur
Teknede hamur
Ver Allah’ım ver
Sellerce yağmur.
.**
Çömçe gelin çöm ister
Allah’tan yağmur ister
Veren oğlan
Vermeyen gız doğursun
O’da tandıra düşsün kel olsun.
**
Üzerlik sen havasan
Hazar derde devasan
Gapıdan giresen
Bacadan çığasan
Bacadan giresen
Gapıdan çığasan
**
MELLEÇİ:Van’da bir armut cinsi
ÇÖMÇE:Kepçe
ŞAMAMA:Bir kavun cinsi
ÇUĞA:Çuha
NOT:Maniler,ninniler ve tekerlemelerde
faydalandığım kişiler,kaynaklar
Fevzi LEVENDOĞLU
Kaya KAYAÇELEBİ
VAN’ DA GELİN KAYNANA ATIŞMASINA BİRKAÇ ÖRNEK
(Van şivesiyle yazılmıştır.
GAYNANA:
Gız gelin, seni vayabatmayasan, o sufatın nedir teşennek dökmüş…
Oğluma çatacağım
Seni boşatacağım
Sırtına tekme vurup
Sokağa atacağım
GELİN.
Ana sabah ezanından gağmışam bi dekke durmamişam, bi ezmet esvap yığılmişdi, havuşta heç mana el atmadı, canım burnumdadır nedim yoruldum.
İki tabak vişne
Yürrü kaynana işine
Yeter beni ağlattın
Çıban çıksın dişine
GAYNANA:
Çırtik, sesin gara salın altından gele, ağ gundağa hesret galasan, boyni altında galmiş senin derdin çamaşır değil senin derdin zahar menem!
Kız gelin dır dır etme
Beni bırakıp gitme
Vakitsiz horoz gibi
Gece yarısı ötme
GELİN:
Yoğ ana niye ele diyisen. Vallah, Billah Mushaf çarpsınki gedemim gırılmiş, mecalim yoğtur. Nedim goca evin işi menim boynumdadır.
Allar giyer allanır
Görsem midem bulanır
Kaynanam hamamdan çıkmış
Ayva göbek sallanır
GAYNANA:
Boynun altında gala, parçaların havadan gele, bi de mana dil verisen utanmadan. Baban evinde acından ölidin, bize geldin bitlerin canlandı.
Baban evinde şıppikle dolanidin bağ şimdi galoş potinle gezisen çarpığ bacağlı, guzikli gari!
Gelin gelin olursa
İşte dip işte bucak
Gelin gelin olmazsa
İşte ip işte naçak
GELİN:
Bılıdır geldiğimde ne ayağım çarpığti, nede belim guzikti şimdi ne oldi da meni beğenmisen? Mana hesütlüğ edisen?. Menim anam yoğ, babam yoğ eksik etek bi gelinem. Men sana ünlemiyem ama sen mana gan gustirisan her gün bi mahananan!
Sabun koydum leğene
Bak başıma gelene
Ben kadar taş duşe
Kaynana senin tepene
GAYNANA:
Ataş başan töküle, yediğin zeher zıkkım ola, inim inim inleyesen. Kül goyum senin halan men seni aldım beğendim şimdi gağmış sen mi meni beğenmiyisen?
Sakız gibi her yanım
Sen hizmetçi ben hanım
Evden kovarım seni
Eğer isterse canım
GELİN:
Gız ana bi evdir menim boynumdadır. Seherde ezannan gağıyam, mağrıba geder ayağım altıma gelmiyi. Gahvaltı hazırla, öğlene yemek hazırla, gab gacağ yığa, çamaşır di, bulaşığdi, guyudan su çekmağti hepsi mende. Bu gün zernebat ağmıyidi gettim guyudan gaç helke su çektim. Havuşda sedirde oturmiş tentene yapıdi.
Balon gibi kaynana
Çıkmış spor yapmaya
Koymayın sakın helvaya
Şişmanlıktan patlaya
GAYNANA:
Senin derdin havuşladır. Havuç nişanlı gızdır. O yolcidir, ne yapsın ceyiz hazirliyi. Geneviçe yapi, tentene yapi, yazmalarıni oyaliyi bundan sana ne.
Hem biz evde gaç kişiyiğ? Efedir, menem, gocandır bi de beçara havuş nedir bele öldim, bittim deyip tantana edise
Sokakta geziyorsun
Oğlumu üzüyorsun
Sende ne güzellik var
Maymuna benziyorsun.
GELİN:
Ana men ğoş gelin geldim, ğoş yessir gelmedim. Havuşta bi el atsa eline mi yapışır? Hem sende bilisen men iki canlıyam bele mahana edip niye durduğ yerde gelbimi gırısan.
Bağ bi vağıt sana nur topu gibi bi neve verecem gucağan…
Ey varvara varvara
Ayva doldur şalvara
azmış dişlek kaynana
Tırmanıyor düz duvara
GAYNANA:
Gız vaya batmış bu ne havadır? Sen ağa men ağa inekleri kim sağa? Sankim mana şeyyhinşah Rıza Pehlevinin garisi Farah Diba’san da mana sultan peydahlayacağsan. Sankim heç kimse doğmiyi da bi sen doğisan. Etegen uşah çişi değmeyesice…
Başı saçaklı gelin
İpten kuşaklı gelin
Dün geldin adam oldun
Leylek bacaklı gelin
GELİN:
Sen niye bele bedva edisen ana. Men sana ne dedim ki bele bedvaların birini galdırip birini indirisen!
Kaynanamın kelini
Gelin verir yemini
Dırdır etme kaynana
Akrep soksun dilini
GAYNANA:
Zeher zıkkımın ola, boynin altında gala. Bağ öğlen Fato Nenegil bize yemağa gelacağlar sen hele sürüm sürüm sürünisen çılgınsız gelin.
Get ocağı yağ, gazanda su geynat, su gaynasın guri fasulyayi ocağa goy. Birez de sedri pirinci ayığla pilav yapağ. Bi de demir datlisi, olmadi gaşığ datlisi yaparığ.
Oğlumu kandırmışlar
Dağlara çıkarmışlar
Şu kara kuru şeyi
Gelin diye yutturmuşlar
GELİN:
Men yemeklere el ataram hepsini yaparam ama demir datlısi bilmiyem nedim.
Hava atma dur
Cüce kilikli bodur
Sen gibi kaynana
Masamda kulluk olur
GAYNANA:
Ander galasica bi senedir bu evdesen hele öğrenemedin demir datlısi yapmaği! Eeee bi öğrendin ekşiliyi, mığlayi, Gadın budini, kürt köftesini cılbiri o geder.
Başı saçaklı gelin
İpten kuşaklı gelin
Dün geldin adam oldun
Leylek bacaklı gelin
GELİN:
Ana sen hele sabirli ol onu da yaparam bi gün. Aha men yemağlara düşim sen de datlıya, belki datli yeriğ datli da gonuşuruğ!
Ak tavuk aldın mı?
Kümese koymadın mı?
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı?
GAYNANA:
Nedim gelin, ne demişler; At at olana geder sahabi de mat olur. Allah dağına bağar garıni verir. Demağ mende bi günah işledim ki senin gibi dilbaz, çırtik bi gelini başıma tebellaş etti.
Pabucum yele yele
Düştüm kötü geline
Yedi mendil ıslattım
Gözyaşı sile sile
GELİN:
Ana zaman değişti; şimdi artığ herkes zamana uyi. Biz de genciğ bizim de hürriyetimiz var. Sen dutturmişsan demir datlısi diye. Bilmesağ, yapmasağ dinden mi Çığacaz?
ah şu hayat şu hayat
kaynanayı kaldır at
kaynanasız gelinler
aman bacım ne rahat
GAYNANA:
Gatranı gaynatsan olmaz şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker. Sen de o gotur anana çığmişsan. Allah rehmet etsin, toprağ ses götürmesin bütün sokağ ondan el hezer ederdi. O getti yerine seni goydi. Parçalari havadan gelesi
Kızımı verdim ona
Salla e gülüm salla
Sen böyle değil idin
Yeni huy kaptın gelin
GELİN:
Bağ ele sabahtan gağmışsan mana gışgirip durisan. Hey heylerin yine üzerinde. Ana dilim varmiyi bir eyağın kendaldadaır, sesin kes otur yerinde. Men sana hizmette gusur ettimse heggin var.
altın tavuk almadın mı?
kafese kaymadın mı?
kahrolası kaynana
sen gelin olmadın mı?
GAYNANA:
Maşallah yüzün ağ olsun bi de mana nesehet vermağa da başladın. Kül goyum senin halan. Yüzün gözün töküle, ince sanci tutasan, irin gusasan gelin dilin eyice uzadi…
Kızımın aklı havada
Bizim damat var orada
Zavallı çocuk arada
Şu damadı yollamalı.
GELİN:
Men Efeden razıyam ama sen meni yerden yere vurisan. Vallah Efenin gorğisi olmasa, meni sevmese sen meni yarın aparıp babamın gapısina goyarsan.
Allah razi olsun menim geyin babamdan, o mana gaynata değil öz babam gibidir.
O menim gehrimi, nazımi çeki, gocam da meni sevi işte sende o yüzden mana pağıllığ edisen.
Allar giyer allanır
Görsem midem bulanır
Kaynanam hamamdan çıkmış
Ayva göbek sallanır
GAYNANA:
Dilin lal ola. O ne dildir sendeki dil değil sankim pabuç teki. Ağo afatın ola. Gelende guzi gibidin şimdi başıma gurt kesildin.
Boşuna dememişler; Ayağıma yer edim gör başan neler edim. Şimdi sende menim başıma ataş tökisen.
Kırmızılı dedik aldık gelini
Başımıza kara işler getirdi
Aileyi böldü, işi bitirdi
Nereden geldin sen başımıza.
GELİN:
Men size gelin geldim. San ki ne gün gördüm? Bi toy, bi bastalya olmasa dünya yüzü görmiyem. Bağ herkes Çarşamba, Cumartesi olanda allanilar, pullanilar gidiler sinemaya. Sen de bir gün demedin gelin gağ sennen havuşu alım efeden müsaade alım gidağ sinamaya. Nolur biz de bir gün Şefiğin Sinamasına getsağ? Zeki Müren’i, Nuri Sesizgüzel’, Ahmet Sezgin’in filmine getsağ gıyamet mi gopar?
Al elmamı soyayım,
Baş ucuma koyayım,
Anam ben gurbetteyim,
Sana nasıl doyayım.
GAYNANA:
Vay toprağ başan! Bi sineman eksikti. Zahar giderken bi de yanağlaran allığ vuracağsan, naylon çorap da geyecağsan bi de ince topuğlu ayaggabı ile Eski Banka Sokağından geçip sinemaya gidecaz el alemim godoşları, yetimçeleri de bize bağacağlar he…
Gelin evde durmalı
Konusmayıp susmalı
Çok gezen gelinin
Ayaklarını kırmalı.
GELİN:
Eyi ana sinemaya getmağ yasağ, radyo dinlemağ yasağ, gramafon çalmağ yasağ, dibek başın da otururmağ her şey yasağ!
Arabası aynalı,
Şu oğlana varmalı,
Oğlan pek güzel amma,
Anası olmamalı.
GAYNANA:
Gız gelin düz yolda yürüyemiyisen, galdi ki şohumda şıllığ atasan! Baba çıha o yüzan ağlın fikrin şennikte.
Erişte kes desem bilmiyisen! Peynir tut desem bilmiyisen,Pağlava aç desem bilmiyisen. Kül goyum halan. Bi senedir hele sengeserle, helim aşını bile sana öğretemedim. Kül goyum halan inşallah başın yerde gözün baca ola…
Gelin seni oyarım
Sen hizmetçi ben hanım
Seni evden kovarım
Eğer isterse canım.
GELİN:
Ana menim yaşım ne başım ne! Zamani gelse helbet dediğin yemağların hepsinide yerli yerinde yaparam Yine de ayran aşını öğrenmişem, murtuğa, gavut, helise, döğmeç, gaşığ datlısi da yapmayi biliyem.
Çarşıda et kaynana
Başında bit kaynana
Oğlun bekler mutfakta
Dışarı git gaynana
GAYNANA:
Yüzün güzün töküle, Gözlerin kör ayağların şil ola gelin. Gağ ne otirisan gağ hadi surfayi ser, yerinden gağsan canın mi çığar , yoğsam sırmaların mi tökülür ander galasıca!
Sağlık afiyet sıhhat
Gaynanayı galdır at
Gaynanasız gelinler
Aman anam ne rahat
GELİN:
Bi loğma ekmek yiyem o da mana ağu gibi geli. Beş barmağımi mum etsem yine de sana yaranamiyam!
Ayakkabı giyerim,
Üstü beyaz olursa,
Kaynanamı severim,
Oğlu güzel olursa.
GAYNANA:
Seni almağla külü goydum başıma. Gelen de yığığ evler direği diğidiler. Şimdi neredeyse mana gazığ çağacağ şıllığ…
Gız gelin dırdır etme
Fazla ileri gitme
Vakitsiz horuz gibi
Gece yarısı ötme
GELİN:
Oğlun meni sevi diye mana pağıllığ edisen. Ğş gelin geldim yessir gelmedim ya! Sufatından düşen bin parça oli, nedir bele gaşın gabağın yığmişsan, dilin kessen sankim garnın mi ağrur?
Ben bir kara biberim,
Yuvarlanır giderim,
Çok konuşma kaynana,
Oğlunu alır giderim.
GAYNANA:
Oğlumi eşek ettin o yana döndirisen, bu yana döndirisen. Zahar o seni almazdı ama nedim sehir yaptız. O cadi bacin getti eşek dili yedirdi bize gözümüzü bağladı.
Sokakta geziyosun
Oğlumu üzüyosun
Güzel desem değilsin
Maymuna benziyosun
GELİN:
Sankim men size gırmızi aslik alma mı gönderdim! İlle de meni alın diye. Meni gaç kişi istedi ama men Memedi sevidim istedi mende yoğ demedim.
ben seni isterim
sende beni
ama o kaynana
istemez ikimizi
Puanla
GAYNANA:
Hoşşşt...teşenek dökmüş, toprağ goyum başan. Bize geldin ğanım oldun. Seni almasam gartlayıp, turşayıp evde galacağtın. Anan mevta, baban mevta sen de o yorgansız Saloya besleme olacağtın!
Çiçek gibi her yanım
Sen hizmetçi ben hanım
Evden kovardım seni
Şayet isterse canım
GELİN:
Ğoş menim baba evinde çılpah değildim. Sen meni beğenmiyisen feget men ğaşbağanın en güzel gızıydim her gün evimize elçilerin biri gider biri gelirdi.
Ben bir parça biberim
Eke eke giderim
Fazla nazlanma kaynana
Kızı alıp giderim
GAYNANA:
Mırıh gelin, seni alıci ala, vuruci vura galdıra, ciğerin ağzan gele. Men seni aldım adam da ederdim ama nedim senin erin senin mahcemalan vurulmiş senin ağzan baği…
.Gız gelin dırdır etme
Fazla ileri gitme
Vakitsiz horuz gibi
Gece yarısı ötme
GELİN:
Bele hesutluğ edecağan, bi gınciğ ğoş gonuşsan, gışgırmasan nolur? Hem men senin namusunam meni sıtar etsen canın mi çığar?
Çarşıda et kaynana
Başında bit kaynana
Oğlun bekler mutfakta
Dışarı git gaynana
GAYNANA:
Dilin lal ola, ekmek atlı sen yaya olasan. Ayağlaran gara su yene, Mana laf yetiştirecağan hevşiyi sil süpür, o keskiyi de gözümün önünden galdır. Yoğsam elimden bi gaza çığacağ.
Oğluma çatacağım
Seni boşatacağım
Beline tekme vurup
Sokağa atacağım
GELİN:
Pırçeği ağarmiş, kaftor yeter mana gışgırdığın. Vallah o şimdi pırçeğin tel tel yolacam el alemden haya ediyem.,Çırtik diyisen ses çığarmiyam
Esgik etek diyisen ses çığarmiyam. Vallah daha sabrım galmadı. Ağşam Memet gelsin mana yaptığlarını ona bir bir sayacağam. Daha dayanamiyam.
beni sen almışan
kabahat sende kaynana
beni oğlun sevmiştir
seni kim sever kaynana
GAYNANA:
He vallah dediğin da yaparsan. Bir iki gaş göz et, cilvelen tamamdır. Herif zaten senin ağzan baği.
Köprü altında durdum
Mânine mâni vurdum
Senin gibi gelini
Gaz kümesine gordum
GELİN:
Gız ana bi zamanlar sende menim gibi gelindin. Sana yapdilar diye sende manamı zulmadacağsan. Sen gün görmedin diye mendemi gün görmiyim? Bağ mana acımiyisan bu garnimdaki nevene de mi acmiyisan?
ben yarimi arıyorum
geçmiyor günler geceler
kaynanam mani oldu
dediler gün gelecek
GAYNANA:
Gelin men seni aslında heggeten severem. Bu gün mana o Sıti Aba fit verdi. Men de ona uydum. Sen helal süt emmişsen bunu da biliyem. Heggin helal et. Gel hele bi seni bağrıma basım artığ olanları unutağ, Aha bu Mushaf meni çarpsın bi daha sana garışmayacağım.
Havuzun ortasında
Kına kardım tasında
Oğlum bana dönecek
Şu ayın haftasında
GELİN:
Gelbimi gırdın mana gişgırdın, bi matuşga demadığın galdı. Ama sen niye o Siti Abaya uydun ki onun oğli meni istedi men getmedim diye bele her zaman meni sana kötüliyi sende menim can ıma yapışisan .
Çarşıdan aldım kilimi
Tut kaynana dilini
Eğer tutmazsan dilini
Kırarım o kambur belini
GAYNANA:,
He menim gelinim sen doğri diyisen. Artığ sana ne gışgıracağam, ne de bi mahanayla sana garışsam gözlerime gara su ine, gün ışığına hesret galam ki sana bi şey dersem.
Sen menim gelinim değil öz gızımsan bundan böyle. Aha bağ misafirlerde gağ havuşu da çağır el birliğiyle sini sufrayı gurağ…
Güzel bahtlı gelin
Evimin tahtı gelin
Sen oğlumla mutlu ol
Gözleri kara gelin.
*Van şivesiyle yazılmıştır.
KAYNAK KİŞİ:
Ümit KAYAÇELEBİ
BALIKESİR
TARİHÇESİ
Balıkesir tarihi eseri, kaplıcaları ve deniz kenarındaki dinlenme ve kamp tesisleri yönünden çok zengindir. Marmara ve Ege denizinde sahili bulunan Balıkesir, Türkiye'nin en gelişmiş ve seçkin bir turizm bölgesidir.
Yıldırım Camii ve Külliyesi: Balıkesir'in en eski Osmanlı eseridir. 1388'de Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese ve imaretten meydana gelen külliye büyük bir avlu içindedir. 1818 ve 1897 senelerinde tamir görmüştür. Medrese 12 odalıdır.
Zağanos Paşa Camii ve Külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Han'ın vezirlerinden Zağanos Paşa 1461'de yaptırmıştır. Cami, türbe ve hamamdan meydana gelen külliyeden sadece hamam, ilk haliyle günümüze kadar gelmiştir. 1897 depreminde yıkılan cami ve türbe, 1908'de yeniden yaptırılmıştır. Caminin mihrabı son dönem Türk sanatının bütün özelliklerini taşımaktadır.Yeşilli Camii (Hisariçi Camii): Kimin tarafından yaptırıldığı bilinmeyen cami, 1786'da Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir. Eski Kuyumcular Mahallesindedir.İbrahim Bey Camii (Hacı Arif Ağa Camii): 1465'te Zağanos Paşanın oğlu Mehmed Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra yıkılan cami, İbrahim Bey tarafından yeniden yapılmış ve 1899'da Hacı Arif Ağa tamir ettirmiştir. Minaresi üç şerefelidir. Namazgah: Karesi Beyliği döneminde, 1433 senesinde yapılmıştır.Yıkık durumdadır. Hamidiye Camii: Ayvalık'ta Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Ayvalık'ta Osmanlılardan kalma tek eserdir. Ulu Cami: Edincik'te 1382'de Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Cami: Edremit'te olup, tanınmış ulemadan Yusuf bin Habib için 15. asırda yaptırılmıştır. Caminin bir medresenin olduğu bilinmekle beraber, günümüze ulaşmamıştır. Eşref Rumi Camii: Edremit'tedir. Osmanlı mimarisinin son devir özelliklerini yansıtan cami yabancı mimarlar tarafından yapılmıştır. Hüdavendigar Camii: Sultan Birinci Murad Han devrinde yaptırılmıştır. İlk dönem Osmanlı mimari özelliklerini taşır. Hacı Ahmed Camii:Burhaniye'de olup, buranın tek camisidir. Kare planlı caminin duvarlarında granit kullanılmıştır.
Karesi Bey Türbesi: Karesioğullarından Karesi Bey ile beş oğlu bu türbede bulunmaktadır. Türbenin aslı Osmanlı Devleti zamanında Ampir üslubunda yapılmıştır. Paşa Sultan Türbesi: Hacı İl Bey ilkokulunun yanındadır. 1471'de yapılmıştır. İçinde iki lahit olup, biri Paşa Sultan'a aittir. Kız Dede Türbesi: Edincik'in Hisar Mahallesinde olup, 1413'te yaptırılmıştır. Veli Bey bin Hacı Yakub'un oğlu gömülüdür. Ali Şuuri Medresesi: Sahnihisar Mahallesindedir. 1862'de Ali Şuuri tarafından yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkıldı ise de 1906'da Kadı Abdülhalim tarafından tekrar inşa ettirilmiştir. Günümüzde ilkokul olarak kullanılmaktadır.
Taşpınar Hamamı: 1401'de Subaşı Eyne Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde mağaza olarak kullanılmaktadır. Saat Kulesi: 1827'de Balıkesir Sancak beyi Giridizade Mehmed Paşa tarafından Galata Kulesinin benzeri olarak yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkılmış ise de Mutasarrıf Ömer Ali Bey yeniden yaptırmıştır. Mesire yerleri: Balıkesir doğal güzellikleri açısından oldukça zengin bir ildir. Çevresindeki dinlenme yerlerinin turistik önemi büyüktür. Kuş Cenneti ulusal Parkı milletlerarası bir üne sahiptir. Çamlık: İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeridir. Değirmenboğazı:İl merkezine 10 km uzaklıta orman içi dinlenme yeridir. Kertil-Çamurlu:Sındırgı ilçesi yakınlarında orman içi dinlenme yeri olup, eski Balıkesir-İzmir karayolu üzerindedir. Çağış: Balıkesir-İzmir karayolu üzerinde orman içi dinlenme yeridir. Sütüven:İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeri olup, Edremit'e 20 km uzaklıktadır. Kuş Cenneti Milli Parkı:Balıkesir-Bandırma karayolu üzerindedir. Manyas Gölü kıyısında kurulu olan Milli Park, 667 dekarlık bir alanı kaplamaktadır. Bandırma'ya 18 kilometredir. Her sene göç sırasında 239 türden 2-3 milyon kuş uğramaktadır. Park içinde bir kuş müzesi de vardır.
Gönen Mozaik Müzesi:Gönen kaplıcaları sitesindedir. Türkiye'nin en sağlam mozaikleri buradadır. M.S. 5. asra ait mozaikler vardır. Kaplıcaları:Balıkesir ilinin hemen her tarafından insan sağlığı için faydalı sıcak sularkaynamaktadır.PamukçuBengiKaplıcası:Balıkesir'e 20 km uzaklıktadır. Kaplıca suları içme kürleri ile mide ve şeker hastalığına iyi gelmekte, banyolardan ise romatizma ve damar sertliğinde faydalı sonuçlar alınmaktadır. Balya Dağ Kaplıcası:Balya ilçesi Ilıca bucağındadır. Banyo kürleri, romatizma ve deri hastalıklarına faydalıdır. Hisarköy (Asarköy)Kaplıcası: Bigadiç ilçesine bağlı Hisarköy'dedir. Kaplıcanın suları banyo ve içme şeklindekullanılmaktadır.Kükürtl veçelikli suları romatizma, deri ve kadın hastalıklarında; acısu ve karbonlu su ise mide, barsak hastalıklarıyla hazımsızlıkta kullanılır. Derman (Bostancı)Kaplıcası:Edremit'e 3 km uzaklıktadır. Banyo uygulamaları romatizma, eklem, sinir, damar hastalıkları, gut, böbrek hastalıkları ve kadın hastalıklarına faydalıdır.
Güre Kaplıcası: İzmir-Çanakkale karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, kadın ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.
Gönen Kaplıcası:Gönen ilçesindedir. Kaplıcanın bulunduğu 600 metrekarelik alanda çeşitli kaynaklar vardır. Kaplıcaların 200 m uzağında bir kayanın altından fışkıran ekşi su, siroz dahil bir çok hastalığa şifadır. Radyoaktivitesi yüksek olan bu ekşi su, hormonları kuvvetlendirdiği ve vücud dinamizmini arttırdığı, laboratuar tecrübesi ile sabittir. Bu su, böbrek ve idrar yolları rahatsızlığına, karaciğer hastalıklarına, barsak tembelliği ve her çeşit parazitlere karşı iyi gelmektedir. Gönen kaplıcalarının en meşhuru Gönen'e 13 km uzaklıkta hormonal kısırlıklara şifalı gelen dağ ılıcasıdır. 68oC'deki kaplıca suları içinde sodyum, kalsiyum, sülfat, bikarbonat, fosfor, radon ve karbondioksit bulunur. Gönen kaplıcaları; kadın hastalıkları, ameliyat sonrası ve kazadan sonra görülen eklem sertlikleri, romatizma ve kireçlenme, karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıkları, zihni yorgunluk, çocuklarda gelişme bozuklukları ve gastroentistenal rahatsızlıklara iyi gelir. Emendere (Ilıcaköy) Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 7,5 km uzaklıktadır. Radyoaktivitesi yüksek olup, banyoları ağrılı hastalıklara, romatizma, uyuz, çıban ve deri hastalıklarına iyi gelir.
Hisaralan Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 18 km uzaklıktadır. Banyoları romatizma, deri, mide, damar ve kadın hastalıklarına faydalıdır. Kepekler Kaplıcası:Susurluk-Bandırma karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, siyatik ve sinir hastalıklarına faydalıdır. Kaplıca ayrıca milletlerarası literatürde moor denilen iyi ve yararlı bir çamura sahiptir. Çamur banyoları romatizma, sinir hastalıkları, çocuk felçleri ve kadın hastalıklarında faydalıdır. Hisar Kaplıcası, Hozluca Kaplıcası, Karaağaç (Uyuz)Kaplıcası, Dutluca Köyü (Ekşisu) İçmesi, Pelitköyü (Zeytinpınarı) İçmesi, Suçıktı (Acıcasu), Sarısu Kaplıcası, Kösemdede Kaplıcası, Güre Kaplıcası, Zeytinliada Kaplıcası, Ekşidere Kaplıcası, Manyas Kum Kaplıcası Yıldız Kaplıcası, Gökçedere Kaplıcası, Ömer Köy Kaplıcası, Dağ Kaplıcası ve Acıcasu Madensuyu, il sınırları içinde kalan diğer kaplıcalardır.
Deniz kenarındaki dinlenme yerleri: Ayvalık, Sarmısaklı, Altınkum, Çamlık, Ali Bey Adası, Burhaniye, Ören, Edremit, Akçay, Göl Pınar, Altınoluk, Erdek, Çuğra, Zeytinliada, Bandırma, Livatya, Gönen, Karakum, Taraca, Marmara Adası, Avşa Adası, Paşa Limanı, Ekinlik Adası ve Çınarlı Köyü deniz kıyısı dinlenme merkezleridir.
KOCASAAT VE ŞADIRVAN
DEVİL’S TABLE (AYVALIK)
In the shape of the round as dining table is located on hard rocks.If you want to see sunset From Cumhuriyet Square or,turning rİght from the 1 kilometer of Sarımsaklı Road after passing Çamlık bearings.
ŞEYTAN SOFRASI (AYVALIK)
ÖREN
YAĞCIBEDİR CARPETS
It isbeing weavedin Sındırgı by the local people.The Yağcıbedir Carpets gains value gradually when it is used The carpets weaves with thin thrades whics is painted By madder ,not wither. Darc red ,red,darc blue and withe colors rules on it.The Yağcıbedir carpets is an art sign whic reflects of Yörük Tribes conventional customs of its past.
TARİHLERLE BALIKESİR
Balıkesir Tarihinde Önemli Duraklar (Halkiyat Açısından)
1080 - Balıkesire ilk Türkmen obaları yerleşmeye başlamıştır.
1099 - Balıkesir yöresindeki Türkmenlerin çok büyük bir kısmı
Bizanslılarca kılıçtan geçirilmiştir.
1175 - Balıkesir yöresine Bizans baskınından sonra ikinci dalga
Türkmen göçleri yaşanmaya başlamıştır.
1237 - Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev
Misya'yı ve buradaki Türkmen obalarını gezmiştir.
1240 -Balıkesir yöresine Moğol istilası nedeniye üçüncü dalga
Türkmen göçleri yaşanmaya başlamıştır.
1290 - Balıkesir yöresine Karesi Bey kumandasındaki Türkmen
obalarıyla yoğun yerleşim yaşanmıştır. Bu obaların çoğu
Danişment yöresi olarak adlandırılan Tokat, Çorum, Amasya,
Sivas çevresinden ve Kastamonu ile Sinop civarlarından
geldikleri düşünülmektedir. Gelenlerin bir
kısmının Çepni olduğu söylenmektedir.
1300 - Balıksir yöresine Türkmen göçleri devam etmiştir.
1305 - Sarı altuk Türkmenleri, Ece Halil önderliğinde Dobruca
yöresinden Anadolu'ya geri gelerek Karesi topraklarına
sığınmışlardır.1305 - Karesi Beyliği donanması kurulmuştur.
1310 - Seyyah, İbni Batuta Balıkesiri dolaşmıştır.
1345 - Balıkesir kenti Osmanlıya ilhak olmuştur.
1360 - Tüm Balıkesir toprakları Osmanlıya geçmiştir.
1400 - 1360'larda başlamakla birlikte, Osmanlıların Balkanları ele
geçirmesiyle Karesi ilinde yaşayan Türkmen boylarının
birçoğu Balkanların çeşitli yerlerine iskan ettirilmiştir
1430 - İç Anadolu, Toroslar ve özellikle Doğu ve Güeydoğu
bölgesinden Türkmen göçleri yaşanmıştır. Tahtacı
Türkmenleri bu dönemlerde gelmişlerdir.
1577 - Balıkesir’de büyük deprem yaşanmıştır.
1691 - Güneydoğu ve Halep çevresinden Çepni Türkmenleri
Balıkesir çevresine gelerek yerleşmişlerdir.
1740 - Slav Kazakları Balıkesir’e gelmiş ve Manyas Gölü
kıyılarına yerleşmişlerdir.
1856 - Tatar Türkleri Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1859 - Çerkez ve Gürcü boyları Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1864 - Hala Göçebe yaşayan ve nüfusu oldukça yoğun olan
Yörük boyları zorla iskan ettirilmiştir.
1878 - Balkan ve özellikle Bulgaristan Muhacir Türkleri
Balıkesir’e yerleşmeye başlamıştır.1910lu yıllara kadar
Balkanlardan göçler sürmüştür. Muhacir Türkler
yanında Arnavut ve Pomaklar da gelmiştir.
1881 - Osmanlı genelindeki idari reformlar sonucu Karesi Vilayeti
kurulmuş, bu reform bugünkü Balıkesir Vilayetinin
idari köklerini oluşturmuştur.
1892 - Fransızlar'ın Osmanlıların elindeki Cezayiri işgal etmelerinden
sonra Osmanl hükümdarı seferberlik ilan etmiş ve Balıkesir
ve özellikle doğu ilçelerden savaşa gidilmiştir.
1897 - Büyük Balıkesir depremi yaşanmıştır.
1912 - Boşnaklar Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1913 - Balıkesir’den geçen demiryolu hattı hizmete açılmıştır.
Yani Balıkesir dünyaya 1913'te açılmıştır.
1914 - Büyük çekirge felaketi yaşanmıştır.
1919 - Sonrası: Daha çok Körfez ve Marmara kıyılarında yaşayan
Rum, Yahudi ve Ermeniler Balıkesir topraklarından
ayrılmışlardır.
Bu ayrılmalar 1850lerde başlamıştı. (1919 yılına kadar İç
kesimlerde Türkler yoğunken, kıyıkesimlerde Rumlar
yoğunluktaydı.)
1950 – Bulgaristan dan göçmenler gelmiştir.
1985 – Bulgaristan dan göçmenler gelmiştir.
KAYNAK :
Berkan KARAGÖZ (BALIKESİR FOLKLÖRÜ)