ÜYELİK İSTEĞE BAĞLI
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu

YAŞADIĞIM KENTLER

BU SAYFADA SİZLERE YAŞANTIMA DAMGA VURAN İKİ GÜZİDE
KENT OLAN VE BALIKESİR' İ  TANITMAK İSTİYORUM.



   VAN

'DÜNYADA VAN AHİRETTE İMAN' lakaplı harika kent.Doğunun incisi,başka bir deyimle doğunun Paris'i.(Bu fotoğraf FK.üyesi Van'lı otoğraf sanatçısına aittir.)

                     

VAN’IN TARİHİ 


DÜNYADA VAN AHİRETTE İMAN

          Van Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları  verimli  akarsuları  bol  iklim  koşulları   oldukça  elverişli  bir yerleşim merkezidir.      Bu yüzden tarihin  eski  çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu gözde bir yer olmuştur.

          Arkeolojik araştırmalara göre Van ili yazılı tarih öncesi dönemleri M.Ö. 5000-3000 yılları  Kalkolitik dönem başlarına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir. Daha sonra  Hurrilerin bölgedeki  devamı  olan yerli kavimler tarafından  M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba ( VAN) olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesi'nde güneyde yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan topraklarda  hüküm sürmüşlerdir.  M.Ö. VII. Yüzyıl başlarında Mezopotamya'dan Anadolu'ya akınlar düzenleyen Asurlular  Van   Kalesi'ni  ele  geçirince Urartular    Tuşba     yakınlarında Rusahinili (Toprakkale) şehrini kurarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. M.Ö. 612 yılında Anadolu'ya gelen  Medler büyük  Urartu Kırallığı'na son vermişlerdir.

         Yerleşik bir nizam kuramayan Med Krallığı Persler'e yenilip yıkılınca Van ve yöresi   M.Ö. 332 yılına kadar  Pers   M.Ö. 129  yılına  kadar Büyük İskender'in doğu seferinden sonra Makedonyalılar ve M.Ö. 88 yılına kadar da Partların egemenliğinde kalmıştır.

         Tarihi dönem    içerisinde   Van  ve  yöresi     Romalılar ile Sasaniler arasında çatışma sebebi olmuştur.     M.S. 395   yılına kadar Sasani sonra da Bizans egemenliğinde kalmıştır.

            Hz.   Osman zamanında    Bizans'ı    bozguna  uğratan   Müslüman orduları 644 yılında Van ve yöresini  ele geçirmiş bu hakimiyet Emevi ve Abbasi devletleri tarafından   da  sürdürülmüştür.     Eskiden  beri       Van Bölgesi'nde     yaşayan    Ermeni azınlığı   kısa bir süre  Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu'na tabi olmuşlardır.

            1980 yılından beri terör nedeniyle köylerden ve civar illerden göç almış Türk kökenli yerli halk ise batıya göç etmiştir.2011 verilerine göre kentin nüfusu 1.059.000 a ulaşmıştır.

 

 VAN KALESİ

Urartu kalelerinin görkemlilerindendir. M.Ö.9.Yüzyılda Lupitri’nin oğlu I.Sarduri tarafından yaptırılmıştır.Büyük bir bölümü ayakta olan kalenin Kuzeybatı ucunda bulunan ve Sardurburcu (Madırburcu) denilen uzunluğu 6 m. yüksekliği 1 m.olan Sarduri’ye ait Asur çivi yazısı ile kalenin uzunluğu 1800 m. genişliği 120 m.gölden yüksekliği ise 80 m.dir.  Kalenin kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki kaya üzerinde bulunan Urartu’ların günümüze kadar ulaşan en uzun yazıtı, ‘HORHOR YAZITLARI’ VARDIR.Ayrıca kalenin kuzeyinde II.Sarduri’nin açık hava tapınağı (Anakız) ,kale içinde Menua ve Sarduri ‘ye ait mezar odaları ,mağaralar,su sarnıçları ve çeşitli odalar vardır.Kalenin güneyinde ise eski şehrin kalıntıları bulunur.Ulu Camii,Hüsrevpaşa Camii,Kayaçelebi Camii ve çoğu tahrip olmuş evler ,hamamlar,kümbetler gezenleri tarihin yaprakları arasında seyahate çıkarır.


      VAN CASTLE

The castle is one of the most magnificent Urartian castles.The castlevas bulit by Sarduri.son of Luputri in B.C.9 th century.the massive part of thecastle stil stands in its location Sarduri tower (so –called Madırburcu) bulit of rock blocks in 6 m length and 1 m beight bas Assyrian cuneiform inscriptions about Sarduri I and the said inscriptions are the oldest Urartian cuneiform inscriptionsknown so far.The length of the castel is 1800 m.width is 120 m.and altitude abovethe lakelevel is 80 metres.Another important structureof the castle isrock tomb of Argişti.I and on the rock just outside the tomb exists ‘ HORHOR İNSCRİPTİONS’,

The longest inscription of Urartians reached until present time.I addition,there are open air temple (Locaily called Anakız) built by Sarduri II on the nort of the castle tomb rooms of Menua and Sarduri,inns,rain water cisterns and various rooms inside the castle.There are ruins of former city on the soutb part of the city .Ulu Camii,Hüsrevpaşa Masque,Kayaçelebi Masque and mosty damaged bouses ,batbs,vauts helps visitors have a trip through history.

 


AKDAMAR ADASI

Sahile uzaklığı 4-5  km  olan  adaya  20  dakikalık  güzel  bir yolculuktan sonra ulaşılmaktadır.Üzerinde badem ağaçları bulunan ada eşşiz bir güzelliğe sahip bulunmaktadır.Ada üzerndeki kilise M.S.915 - 921 yılları arasında Kral I.Gagik tarafından yaptırılmıştır.     Kilisenin etrafı  İncil' den, Tevrat' dan  ve  günlük olaylardan esınlenerek hazırlanan kabartmalarla süslüdür.

AKDAMAR ISLAND

The of the most famous ısland of Turkey.The distance betwen harbor and the ıslandis 4 km.After anenjoyable voyage (20 minutes) you can reach to the Island.İt is covered with almond trees.On the İsland,there is an old church .Akdamar İsland Church was built by King Gagik I in A.D.915-921 The church is surrounded  with  some figures.  They represent religious themes derived from the Bible and Old Testament,as well as scenes from the daily life.

 

 

 

 

 

 

AKDAMAR ADASI EFSANESİ

 

Akdamar (Aktamar) adası Vangölü içersinde Gevaş sahiline 4-5 km uzaklıkta bulunan bir ada olup üzerinde rivayetlere göre MS. 815 lerde yapımına başlanan ve yapımı yüzyılı aşkın bir sürede bitirilen bir kiliseye evsahipliği yapmaktadır. O zamanlar adaya ve kiliseye kimseler sokulmamış olup kilise de sadece keşişlerin yaşamasına izin verlmiştir. Bitkiörtüsü büyük ölçüde badem ağaçlarından oluşan bu adadaki kilisenin papazlarından birinin Tamara adında çok güzel bir kızı varmış. Yine rivayetlere göre karşı sahilde çobanlık yapan, başka bir rivayete göre de o civarda yalnız başına yaşayan Davut adında bir genç varmış. Aynı zamanda çok iyi de  bir yüzücü olan bu genç günlerden birgün adaya çok yaklaştığını farkederek merakı sonucu adaya çıkar ve gezmeye  başlar. Tam bu sırada papazın kızı da badem ağaçları arasında gezinmektedir. Bir anda biribirlerini görürlerken Tamara kaçmaya karar verir. Fakat Davut’un güzelliği ve aşırı çekiciliği karşısında kaçmaktan vazgeçerek tanışıp konuşmaya başlarlar. Bu konuşmalar zaman zaman devam ederek yerini büyük bir aşka bırakmış ve

birbirlerini deli gibi sever olmuşlar.Tamara sık sık gecenin karanığında kayalıklara çıkarak elindeki fenerle  çobana işaret verir çoban da o mesafeyi yüzerek Tamara ile kayalıklarda buluşurlarmış.Kilise keşişlerinden biri bunu görerek papaza haber vermiş,papaz da bu buluşmaya engel olamayınca bir plan yapmış.Fırtınalı ve dalgaların azgın olduğu bir gece Tamara’yı kiliseye kapatarak eline bir fener almış,çobanın adaya doğru yüzmesini sağlamış.Ancak sık sık yer değiştirerek çeşitli yönlere doğru çobanın yüzmesini sağlamış.Yorgunluktan bitkin düşen çobanın ‘AHTAMARA ,AHTAMARA’ nidaları yeri göğü inletmiş. Çoban azgın dalgalarla birlikte sulara gömülüp kaybolmuştur.’AH TAMARA’ seslerini duyan Tamara durmu fark ederek kapıları kırmış ve kayalıklara koşmuş.Sevgilisinin öldüğünü fark eden Tamara da kendini kayalıklardan aşağı bırakarak intihar etmiştir.İşte o günden beri yükselen ‘AH TAMARA’ sesleri değişikliğe uğrayarak günümüze ‘ AKDAMAR’ olarak gelmiştir.
Bu nedenle de adanın ismi ‘AKDAMAR ADASI’ olarak kalmıştır.
Cengiz AMİKLİOĞLU


BENDİMAHİ (MURADİYE) ÇAĞLAYANI

 Van Gölü’nün kuzeydoğusunda,Muradiye’ye10 km uzaklıkta,Bend-i Mahi Çayı üzerinde bulunmaktadır. Çayın  oluştuduğu derin bir vadi içerisinde suyun 15- 20 m yüksekliktena kmasıyla çağlayan oluşmuştur.Bahar  aylarında suyun çoğalmasıyla çağlayan daha  da heybetli bir görünüm oluşturmaktadır. Vadi üzerine çağlayanın hem olan önüne kurulmuş olan asma   köprü  karşıdan karşıya    geçmeyi sağlamaktadır . Hemen  karşısında  yer alan dinlenme tesisi , gelen  ziyaretçilere  hizmet vermektedir.

 

 BENDİMAHİ (MURADİYE) FALL

Muradiye Fall is located on Bend-i Mahi Stream at 10 km distance to thetown of Muradiye,to the northeast of the lake Van.The fall is formed by the pouring of the at an height of 15 – 20 m iı the valley.With rise in water volume ın the Spring.The Fall becomes more glorious.An hanged bridge over the valley.Just in front of the Fall,provides acces to the other side .The  nearby resort serves the visitors.

 


VANGÖLÜ

Türkiye’nin en büyük,Avrupa!nın ise 5.büyük gölüdür. Alanı 3764 km2 yük sekliği ise  1650  m dir. Derinliği bazı yerlerde 100 m yi geçer . Gölün uzunluğu 125 km  den ve  genişliği 65km den fazladır. Büyüklüğü nedeniyle

bölge halkı tarafından VAN DENİZİ diye anılır. Nemrut dağı’ndan çıkan lavların set oluşturması ile oluşan göl üzerinde dört tane ada ( ADIR –KUŞ – ÇARPANAK – AKDAMAR )bulunur. Suyu tuzlu (Binde 210) ve sodalıdır. Suyunun bu özelliğinden dolayı göl çamaşır yıkamak için çok uygundur. Ayrıca yapılan araştırmalara göre göl suyu deri ve cilt hastalıklarına da şifa olmaktadır.

 

 VAN LAKE

Van Lake is the  largest  lake of Turkey and the 5th .Largest lake in Europe .It’sAbout 125 km.long and 65 km. wide It’s  Altitude is 1650 m. Area is 3764 km2 and  depthis more than 100 metres .The Refore ,it  is  localy  called   ‘VAN SEA’ Van Lake was  formed  by the  lava barRier of Nemrut  Mount .There are  four İslands   (AKDAMAR –  ÇARPANAK –ADIR – KUŞ ) on the lake.The water of lake is  salty  and  has  much  soda.  For this  reason this wateris very suitable for washing clothes.And according to some rescarchs, lake has  healthful waters for some ilnesses.

 


 HOŞAP KALESİ

1643 yıiında Mahmudilerin beyi Sarı Süleyman tarafından yaptırılmıştır.Kalenin giriş kapısı üzerinde kalenin yapımına dair yazıt ile aslan kabartmalar ,kalenin içinde hamam ,medrese,çeşme ,su sarnıcı,zindan ve çok sayıda oda kalıntıları vardır.Ayrıca kalenin güney tarafından Van bölgesinin en eski Osmanlı köprüsü bulunur. 

 




 İNCİKEFALİ

 Van Gölü’ nde yetişen tek bir cins balık türüdür.İncikefali de denilen bu balık yalnızca Van Gölü'nde bulunmakta ve adının da Vanbalığı olduğu daha doğru bir tesbittir. Az pullu az kılçıllı,eti  tavuk eti   gibi beyaz olan bu balığın  daha önceleri yalnızcaVangölü’ ne  dökülen ırmak  havzalarında bolca bulunduğu bilinmekteydi. Yapılan araştırmalar sonucunda deniz tabanında da bolca bulunduğu öğrenilmiştir.Bu balıklar yumurtlama dönemlerinde denizden çıkıp yumurta bırakmak üzere nehir boylarına göç ederler. Bu göçlerinde bazı kesimlerde bu göçü uçarak gerçekleştirmek zorunda kalırlar..Alttaki resimde bu göç anını göstermektedir. Van’lının geçim kaynaklarından ve lezzetli  gıda   maddelerinden biridir.

 

 PEARL MULLET

 Only one species of fish lives ın Van lake,which is called pearl  mullet The riverbasins ending  in Van lake have plenty of the  pearl mullet having few scales,fish-bones  and chicken like meat .The  fish is  one of the way of  making life and  one of  tyhe  most   important food in Van.






DÜNYACA ÜNLÜ VAN KEDİSİ  (PİŞİK)

Yere   sürünecek    kadar   uzun   beyaz
İpeksi kürklü,uzun vücut  yapılı, kaplan yürüyüşlü ,tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruklu,değişik göz renkli (Diskromatopsi) ,zeki,çevişk bir kedi olarak tarif edilen Van kedisinin temizliği,cana yakınlığı,oyunu çok sevmesi sahibine bağlı oluşu onu nadide hale getiren önemli özelliklerindendir.Dünyada yüzmeyi bilen tek kedi türüdür.

 

 THE WORLD FAMOUS VAN CATS ( PUSSY PUSSY )

Those catshave long white silky fur,long body shape tiger walking,long and blistering tails resembling fox tails and different eye colour  (Discromatopy) intelligent agile cat.Theirimportant characteristics which maket hem rare are clean,friendly,and loving to play with the owner.




VAN VE YÖRESİNDE ÜRETİLİP
SÖYLENEN 
 MANİLER

            Sevgili izleyenlerim ;
            Sizlere bu bölümde Van ve yöresinde üretilmiş dilden dile dolanan  
ve tamamiyle  Van  yöresinde  kullanılan  şive  ile yazılmış bulunan  özgün
''VAN MANİLERİ'' nden örnekler sunmak istiyorum. Yalnız  manilerden önce
bu maniler içersinde geçen şive  gereği değiştirilmiş bazı kelimelerin Van' lı
olmayan    izleyici    ve  okurların    anlayabilmeleri    bakımından    Türkçe
karşılıklarını   vermek   istiyorum.  (Kelimeler  içersinde  genellike  (K)  harfi
şive   gereği  ( H )  veya  ( Ğ )  ile  yumuşatılmış  veya  yayvanlaştırılmıştır.)

KELİMELER:

Gala        : Kale                 Men     :Ben                Her ğabar  : Hayırlı haber
Duz          :Tuz                  Rüt       :Çulsuz           Gelem        :Kalem    
Yahacağ  :Yakacak           Bucah   :Köşe              Ilıcağ         :Ilıkca
Pıtrığ       :Gölgelik           Gurtulah:Kurtulma       İsitme        :Sıtma
Naçar       :Çaresiz           Geynana:Kayınvalideye verilen ad

Erdemit   :Van'ın sahil kasabası (Şimd ise kazası)
Cılbır        :Van yöresinde yapılan çok güzel bir yemek
Gurut       :Ping pong topu büyüklüğünde kurutulmuş yoğurt kütlesi
Aslik        :Van'da yetişen bir elma cisi
Keledoş   :Van'da yöresel bir yemek türü
Erek         :Van kıyısındaki dağ

 VAN’A ÖZGÜ MANİLER - 1
 Van şivesiyle yazılmıştır.

 

 

  Ağaçlarda kestane
  Tökölür tene tene
  Oralarda gız ucuz
  Al getir beş on tene

  Van’a gelmez olaydım
  Seni görmez olaydım
  Göynüme ataş düşü  
  Keşke sevmez olaydım

  Ağam derim naçaram
  İnci mercan saçaram
  Gözüm dünya deniz olsa
  Men guş olup uçaram

  Mendilim dalda galdı
  Gözlerim yolda galdı
  Van’ın dilberlerine
  Gönlüm takılı galdı
                          

  Ağam derim naçaram
  İnci mercan saçaram
  Men ezrayil olunca
  Sen nereye gaçarsan

  Su gelir deste gider
  Dolanır dosta gider
  Şen olsun böyle Van’ı
  Rüt gelen yüklü gider                      
  
  Bağa girdim yarpağa
  Başladım toplamağa
  O gız menım olursa
  Belim gelmez torpağa
 
  Bağa indim bütün yaz
  Beyaz beyaz bembeyaz
  Katip gurbanın olam
  Seveni sevene yaz

  Çiçeğin ağına bağ
  Destele bağına bağ
  Eğer meni seversen
  Çığ Erek dağına bağ.
  

   
  

 

 

 

  Keledoşi garıştır
  Dargınlari barıştır
  Çoh hoşuma gidecek
  Hele bi Vanliları gonuştur
 
  Keleskeye binersin
  Gelip burda gezersin
  Madem mennen güzelsin
  Niye bekar gezersin
 
  Kement atdım dala men
  Düşdüm haldan hala men
  Çöp yığdım yuva yapdım
  Uçurmadım bala men
 
  Maniler ezberimde
  Bahışlarım derdinde
  Bileydim ayrılıh var
  Öperdim gözlerinnen
 
  Masa masaya benzer
  Masa odaya bezer
  Edremit'in gızlari
  Aslik elmaya benzer

  Masa üsdünde   darah
  Van'ın yollari irah
  Gurbanın olum abim
  Posdaya meytup bırah

   Bağımın yar dağlari
  Su doldur bardahlari
  Ne güzel name yazmiş
  Yarimin parmahlari

  Başlar bozuh değil mi
  Cişer ezik değil mi
  Yarimi eller almış
  Mana yazıh değil mi
  
   
  

 




MANİLER - 2

 

   Garşıda   görünisen
   Al kürke bürünisen
   İsitme tutmiyıp meni
   Sen sari görünisen
 
   Garşıma fener geldi
   Aklıma neler geldi
   Börek bekledım amma
   Sofraya döner geldi
 
   Garşida çavuş dura
   Yel vura savuştura
   Yusuf Züleyha gibi
   Hak bizi gavuştura
 
   Kekliğim öter gelir
   Tüyüni töker gelir
   Hakikatli yar ola
   Dağlari söker gelir
 
   Keledoş yemek idi
   Geynanam dilli idi
   Kim ne derse desin
   Menım yarim hoş idi

 

   Masa üstünde piçah
   Bu gız meni vuracah
   Gızım sen meni vurma
   Vanli senın olacah

               

 

   Ekin ektim gül bitdi
   Dalında bülbül ötdi
   Ötme bülbülüm ötme
   O gül elımnen gitdi
 
   Ekmek yapidım terledim
   Eşiğe çıhdım gürledim
   Dediler yarin geldi
   Goştum atını bağladım
 
   Ekmek yaptım terledım
   Çıhtım dama dinledım
   Nişannımi görende
   İpek mendıl salladım
 
   Garşıda gar teneler
   Yar oturmuş nar teneler
   Ölürse çohlar ölsün
   Ölmesin bir teneler
 
   Garşıda gıza gurban
   Gaşıgara göze gurban
   Bezenmiş toydan gelir
   Terlemiş üze gurban

 

   Masa üsdünde pekmez
   Al yanahdan kim öpmez
   Ağanın gazandıği
   Alli pudraya yetmez
 
 
 

 

 


MANİLER - 3

 

  Van’dan çığtım galaya  
  Bağtım mavideryaya                         
  Men nereden düştüm ki
  Böyle   gara sevdaya.
  
  Ereğin yolu ince                            
  Rüyamda   gördüm gece
  Bana bir   şeyler oldu
  Seni   gördüğüm gece.
  
  Değme   dala guş gonmaz               
  Her erkek   yiğit olmaz               
 Vanın deligannisi                                
 Aramağnan  bulunmaz.                      
 
   Dama  goydum yağacağ                  
    Yarın   vapur galğacağ         
    Yârim   Van’dan giderse
    Bana  kimler bağacağ.                    
   
    Gurut   ezdim ecele                       
    Ğer ğabar   ver gecele                    
   Yârim   Van’a gelende                     
    Gurban   kesim ecele.                      
 
   Yılana  bağ yılana                            
    Çığmış   dağı dolana                      
    Eller   gurban, men gurban
    Van’lı   güzel oğlana.
 
    Bağçalarda   maydanoz                  
    Maydanozu   yoldunuz
    Toprağ   başlı Vanlılar
    Siz de   tango oldunuz.    

 

    Çatıdaki fareler
    Çıtır pıtır dediler
    Daha çok yazacahtım
    Gelemimi yediler
  
   
    Bağçada   dolu gezel
    Yârim   gurbette gezer
    Şapkasını   yan eğmiş
    Dolanıp   melül gezer  

                    
    Van   bağında gül biter
    Güllerde   bülbül öter
    Nice bin   şehit versek
    Yalnız   Van bize yeter.

 

   Başa vardım yaslandım
    Yağmur yağdi islandım
    Men annemin goynunda
    Şeker ile beslendim
 

    Van   bağına, Van bağına
    Gül   diktim yar bağına
    Güller   gana boyandı                      
    Ermedim   muradıma.
 
 

 

 

Kerdiye ektim biber
 
Hesretin bana yeter
  Van’dan gız alanların
  Yüzleri daim güler.
  ..
  Erdemit üç bucağtır                   
 Suları ilicağtır                             
  Erdemütten gız alan
  Cenneti bulacağtır.
  ..
  Gaz ayağı sudadır
  Yârim uzağ yoldadır
  Seslensem sesim gitmez
  Can dağları daldadaır.
  ..
  Vanlıdır dediğları 
  Cılbırdır yedığları                     
  Çoğ ğoşuma gidiyor                 
 Toprağ başan dediğları.             
  …
  Van’a gurdum pıtırğ                 
  Yârim gelsin otırağ
  Bir o desin bir de ben
  Bu sevdadan gurtulağ.           
  ..
  Masa masaya benzer
  Masa odayı bezer
  Erdemütün gızları
  Aslik almaya benzer                
  ..
  Bileziğim var benim
  Bileğime dar benim
  Van’da dillere destan
  Gara gözlü yar benim.

 

Çarşidan aldım limon duzi
  Gızlar giyer buluzi
  Vanlilar tango olmuş
  Ne dadi var ne duzi
 
..
  Erekten indim Van’a
  Sedir gurdum eyvana
  Oğlun mana aşığtır
 Sana noli geynana.                    
  ....
  Men bir Van’lı dilberem
  Yuvarlanıp giderem
  Çoğ gonuşma geynana
  Oğlun alır giderem


 
Çay başında duran gız
  Bayram geldi dolan gız
  Gurbansız bayram olmaz
  Canım sana gurban gız









































































VAN VE YÖRESİNDE
SÖYLENEN
NİNNİLER


Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı
Eee.. Eee.. Eeeh
Dandili oğlum dandili
Ulu Caminin kandili
İmamların asası
Küçük kürkün yakası
Tüccarların kasası
Güvalerin kesesi

NİNNİ
Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni…
Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı…
Lahanayı yemez kokunu yer
Benim de kuzum lokum yer
Uyusun da büyüsün ninni
Tıpış tıpış yürüsün ninni…
****
Dandini Dandini Dastana
Dandini Dandini Dastana
Danalar Girmiş Bostana
Kov Bostancı Danayı
Yemesin Lahanayı Nenni
E….. E…. E… E….
Biner Atın İyisine
Düşer Yolun Kıyısına
Haber Verin Dayısına
Şeker Alsın Kuzusuna Nenni
NİNNİ
Hey develer develer
Peynirlidir pideler
Yedi yedi dedeler
Hani bize dediler
Oğluma uyku verdiler.
NİNNİ
Al babası al babası 
Yağlığımı sar babası 
Oğlun mektebe hazırla 
Kitap al da sal babası

NİNNİ
Karga seni tutarım
Kanadını yolarım
Yelpazeler yaparım
Hanımlara satarım.
Uyuyacak yavrum ninni
Büyüyecek yavrum ninni
Ninni benim yavruma ninni 

NİNNİ
Dandini dandini danalı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni...

Dandini dandini dastana
Danalar girdi bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı


Dandini dandini damama
Kızlar gider hamama
Hamamın yolu taşlıdır
Kızım kara kaşlıdır.


Dandini dandini dan kuşu
Yüksek saraylar kuşu
Çalım çırpım yuvası
Şeker getir yavrumun babası
Dandini dandini danadan
Bir anadan bir babadan
Bağışlasın Yaradan


Nenni benim oğlum neni
Babası beyler başı nenni
Anası cevahir taşı neni
Nenni benim oğlum neni
Nenni dedim uyuyasın
Kaymak verdim büyüyesin.
Uyumuyor ben neydeyim
Neneni yavrum nenni neni
Nenni dedim yatasın
Kızıl güle batasın
Kızıl gül bir ağaçtır
Duldasında yatasın


Nenni der de uyuturum
Uyutur da büyütürüm
Ben yavrumu yürütürüm
Nenni yavrum nenni nenni.
Nesi var yavrumun nesi var
Benim yavrumun uykusu var
Uyusun da büyüsün neni
Tıpış tıpış yürüsün neni

Nen çalar uyurdum neni
Üstünü soyudurum neni
Mevlam izin verirse
Küçüksün büyüdürüm nenni 
Elma attım yuvalandı nenni
Vardı beşiğe dayandı nenni
İçinde bebek uyandı nenni
Ak taş diye belediğim nenni
Haktan dilek dilediğim nenni
Tülbendime doladığım neni


Kalaylı kazanda yemek pişiyor
Oynayan bebeğe gönlüm düşüyor
Bir fazla söylesem kocam boşuyor
Yüce dağ başında höllük eleseydim
Aynalı beşiğe oğlan beleseydim
Al bayrak dike esdireydim
Emmisin dayısın küstüreydim
Dandil dandil danası var
Bir kötüce anası var
Yumaz başını kırkar saçını
Yamru yumru kafası var
Hu hu hu derviş
Derviş bir gelin almış
O da öpmeden ölmüş
Cıngıllısı püsküllüsü kalmış





VAN VE YÖRESİNDE ÜRETİLİP
DİLLERDE DOLAŞAN
TEKERLEMELER

Evli evine
Köylü köyüne
Evi olamayan
Sıçan deliğine.
**
Ekin ektik biçmeğa
Geldik güzel seçmağa
Biz oğlan tarafıyız
Geldik şerbet, içmeğa
**
Al almaya gelmişem
Şal almaya gelmişem
Men oğlan bacısiyam
Gız almağa gelmişem
**
Men giderem hamama
Demeyin gaynanama
Geynanam bostancıdır
Menden ister şamama
**
Yüreğim nasıl dayana
Van yerine cihan yana
Her taşına bin can feda
Can bir yana Van bir yana

 

Ağ çuğa mavi çuğa
Göz vuranın gözi çığa
Püf pembele püf
Elem tere fiş
Kem gözlere şiş
**
Masa masaya benzer
Masa köşeye benzer
Edremitin kızları 
Aslik almaya benzer
Gızım gızım gızana
Gızımı verdim hızana
Hizan para gazana
Gızım giye bezene
**
Yavru petek balısan
Gız sen kimin yarısan
Vallahi menim gözümde
Melleçi armudisan
**
Tarlada çamur
Teknede hamur
Ver Allah’ım ver
Sellerce yağmur.
.**
Çömçe gelin çöm ister
Allah’tan yağmur ister
Veren oğlan
Vermeyen gız doğursun
O’da tandıra düşsün kel olsun.

**
Üzerlik sen havasan
Hazar derde devasan
Gapıdan giresen 
Bacadan çığasan
Bacadan giresen
Gapıdan çığasan
**
 

MELLEÇİ:Van’da bir armut cinsi

ÇÖMÇE:Kepçe

ŞAMAMA:Bir kavun cinsi

ÇUĞA:Çuha


                                                  NOT:Maniler,ninniler ve tekerlemelerde
                                                          faydalandığım kişiler,kaynaklar


Fevzi LEVENDOĞLU
Kaya KAYAÇELEBİ




VAN’ DA GELİN KAYNANA ATIŞMASINA BİRKAÇ ÖRNEK

(Van şivesiyle yazılmıştır.

 

 GAYNANA:

Gız gelin, seni vayabatmayasan, o sufatın nedir teşennek dökmüş…
Oğluma çatacağım 
Seni boşatacağım 
Sırtına tekme vurup 
Sokağa atacağım

GELİN.
Ana sabah ezanından gağmışam bi dekke durmamişam, bi ezmet esvap yığılmişdi, havuşta heç mana el atmadı, canım burnumdadır nedim yoruldum. 
İki tabak vişne
Yürrü kaynana işine
Yeter beni ağlattın
Çıban çıksın dişine

GAYNANA:

Çırtik, sesin gara salın altından gele, ağ gundağa hesret galasan, boyni altında galmiş senin derdin çamaşır değil senin derdin zahar menem!
Kız gelin dır dır etme 
Beni bırakıp gitme 
Vakitsiz horoz gibi 
Gece yarısı ötme

GELİN:
Yoğ ana niye ele diyisen. Vallah, Billah Mushaf çarpsınki gedemim gırılmiş, mecalim yoğtur. Nedim goca evin işi menim boynumdadır.
Allar giyer allanır
Görsem midem bulanır
Kaynanam hamamdan çıkmış
Ayva göbek sallanır

GAYNANA:
Boynun altında gala, parçaların havadan gele, bi de mana dil verisen utanmadan. Baban evinde acından ölidin, bize geldin bitlerin canlandı.
Baban evinde şıppikle dolanidin bağ şimdi galoş potinle gezisen çarpığ bacağlı, guzikli gari!
Gelin gelin olursa 
İşte dip işte bucak 
Gelin gelin olmazsa 
İşte ip işte naçak

GELİN:
Bılıdır geldiğimde ne ayağım çarpığti, nede belim guzikti şimdi ne oldi da meni beğenmisen? Mana hesütlüğ edisen?. Menim anam yoğ, babam yoğ eksik etek bi gelinem. Men sana ünlemiyem ama sen mana gan gustirisan her gün bi mahananan!
Sabun koydum leğene
Bak başıma gelene
Ben kadar taş duşe
Kaynana senin tepene

GAYNANA:
Ataş başan töküle, yediğin zeher zıkkım ola, inim inim inleyesen. Kül goyum senin halan men seni aldım beğendim şimdi gağmış sen mi meni beğenmiyisen?
Sakız gibi her yanım 
Sen hizmetçi ben hanım 
Evden kovarım seni 
Eğer isterse canım

GELİN:
Gız ana bi evdir menim boynumdadır. Seherde ezannan gağıyam, mağrıba geder ayağım altıma gelmiyi. Gahvaltı hazırla, öğlene yemek hazırla, gab gacağ yığa, çamaşır di, bulaşığdi, guyudan su çekmağti hepsi mende. Bu gün zernebat ağmıyidi gettim guyudan gaç helke su çektim. Havuşda sedirde oturmiş tentene yapıdi.
Balon gibi kaynana
Çıkmış spor yapmaya
Koymayın sakın helvaya
Şişmanlıktan patlaya

GAYNANA:
Senin derdin havuşladır. Havuç nişanlı gızdır. O yolcidir, ne yapsın ceyiz hazirliyi. Geneviçe yapi, tentene yapi, yazmalarıni oyaliyi bundan sana ne.
Hem biz evde gaç kişiyiğ? Efedir, menem, gocandır bi de beçara havuş nedir bele öldim, bittim deyip tantana edise
Sokakta geziyorsun 
Oğlumu üzüyorsun 
Sende ne güzellik var 
Maymuna benziyorsun.

GELİN:
Ana men ğoş gelin geldim, ğoş yessir gelmedim. Havuşta bi el atsa eline mi yapışır? Hem sende bilisen men iki canlıyam bele mahana edip niye durduğ yerde gelbimi gırısan.
Bağ bi vağıt sana nur topu gibi bi neve verecem gucağan…
Ey varvara varvara
Ayva doldur şalvara
azmış dişlek kaynana
Tırmanıyor düz duvara

GAYNANA:
Gız vaya batmış bu ne havadır? Sen ağa men ağa inekleri kim sağa? Sankim mana şeyyhinşah Rıza Pehlevinin garisi Farah Diba’san da mana sultan peydahlayacağsan. Sankim heç kimse doğmiyi da bi sen doğisan. Etegen uşah çişi değmeyesice…
Başı saçaklı gelin 
İpten kuşaklı gelin 
Dün geldin adam oldun 
Leylek bacaklı gelin

GELİN:
Sen niye bele bedva edisen ana. Men sana ne dedim ki bele bedvaların birini galdırip birini indirisen!
Kaynanamın kelini
Gelin verir yemini
Dırdır etme kaynana
Akrep soksun dilini

GAYNANA:
Zeher zıkkımın ola, boynin altında gala. Bağ öğlen Fato Nenegil bize yemağa gelacağlar sen hele sürüm sürüm sürünisen çılgınsız gelin.
Get ocağı yağ, gazanda su geynat, su gaynasın guri fasulyayi ocağa goy. Birez de sedri pirinci ayığla pilav yapağ. Bi de demir datlisi, olmadi gaşığ datlisi yaparığ.
Oğlumu kandırmışlar 
Dağlara çıkarmışlar 
Şu kara kuru şeyi 
Gelin diye yutturmuşlar

GELİN:
Men yemeklere el ataram hepsini yaparam ama demir datlısi bilmiyem nedim.
Hava atma dur
Cüce kilikli bodur
Sen gibi kaynana
Masamda kulluk olur

GAYNANA:
Ander galasica bi senedir bu evdesen hele öğrenemedin demir datlısi yapmaği! Eeee bi öğrendin ekşiliyi, mığlayi, Gadın budini, kürt köftesini cılbiri o geder.
Başı saçaklı gelin
İpten kuşaklı gelin
Dün geldin adam oldun
Leylek bacaklı gelin

GELİN:
Ana sen hele sabirli ol onu da yaparam bi gün. Aha men yemağlara düşim sen de datlıya, belki datli yeriğ datli da gonuşuruğ!
Ak tavuk aldın mı?
Kümese koymadın mı?
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı?

GAYNANA:
Nedim gelin, ne demişler; At at olana geder sahabi de mat olur. Allah dağına bağar garıni verir. Demağ mende bi günah işledim ki senin gibi dilbaz, çırtik bi gelini başıma tebellaş etti.
Pabucum yele yele 
Düştüm kötü geline 
Yedi mendil ıslattım 
Gözyaşı sile sile

GELİN:
Ana zaman değişti; şimdi artığ herkes zamana uyi. Biz de genciğ bizim de hürriyetimiz var. Sen dutturmişsan demir datlısi diye. Bilmesağ, yapmasağ dinden mi Çığacaz?
ah şu hayat şu hayat
kaynanayı kaldır at 
kaynanasız gelinler 
aman bacım ne rahat

GAYNANA:
Gatranı gaynatsan olmaz şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker. Sen de o gotur anana çığmişsan. Allah rehmet etsin, toprağ ses götürmesin bütün sokağ ondan el hezer ederdi. O getti yerine seni goydi. Parçalari havadan gelesi
Kızımı verdim ona 
Salla e gülüm salla 
Sen böyle değil idin 
Yeni huy kaptın gelin

GELİN:
Bağ ele sabahtan gağmışsan mana gışgirip durisan. Hey heylerin yine üzerinde. Ana dilim varmiyi bir eyağın kendaldadaır, sesin kes otur yerinde. Men sana hizmette gusur ettimse heggin var.
altın tavuk almadın mı?
kafese kaymadın mı?
kahrolası kaynana 
sen gelin olmadın mı?

GAYNANA:
Maşallah yüzün ağ olsun bi de mana nesehet vermağa da başladın. Kül goyum senin halan. Yüzün gözün töküle, ince sanci tutasan, irin gusasan gelin dilin eyice uzadi…
Kızımın aklı havada 
Bizim damat var orada 
Zavallı çocuk arada 
Şu damadı yollamalı.

GELİN:
Men Efeden razıyam ama sen meni yerden yere vurisan. Vallah Efenin gorğisi olmasa, meni sevmese sen meni yarın aparıp babamın gapısina goyarsan.
Allah razi olsun menim geyin babamdan, o mana gaynata değil öz babam gibidir. 
O menim gehrimi, nazımi çeki, gocam da meni sevi işte sende o yüzden mana pağıllığ edisen.
Allar giyer allanır 
Görsem midem bulanır
Kaynanam hamamdan çıkmış
Ayva göbek sallanır

GAYNANA:
Dilin lal ola. O ne dildir sendeki dil değil sankim pabuç teki. Ağo afatın ola. Gelende guzi gibidin şimdi başıma gurt kesildin.
Boşuna dememişler; Ayağıma yer edim gör başan neler edim. Şimdi sende menim başıma ataş tökisen.
Kırmızılı dedik aldık gelini 
Başımıza kara işler getirdi 
Aileyi böldü, işi bitirdi 
Nereden geldin sen başımıza.

GELİN:
Men size gelin geldim. San ki ne gün gördüm? Bi toy, bi bastalya olmasa dünya yüzü görmiyem. Bağ herkes Çarşamba, Cumartesi olanda allanilar, pullanilar gidiler sinemaya. Sen de bir gün demedin gelin gağ sennen havuşu alım efeden müsaade alım gidağ sinamaya. Nolur biz de bir gün Şefiğin Sinamasına getsağ? Zeki Müren’i, Nuri Sesizgüzel’, Ahmet Sezgin’in filmine getsağ gıyamet mi gopar?
Al elmamı soyayım, 
Baş ucuma koyayım,
Anam ben gurbetteyim,
Sana nasıl doyayım.

GAYNANA:
Vay toprağ başan! Bi sineman eksikti. Zahar giderken bi de yanağlaran allığ vuracağsan, naylon çorap da geyecağsan bi de ince topuğlu ayaggabı ile Eski Banka Sokağından geçip sinemaya gidecaz el alemim godoşları, yetimçeleri de bize bağacağlar he…
Gelin evde durmalı 
Konusmayıp susmalı 
Çok gezen gelinin 
Ayaklarını kırmalı.

GELİN:
Eyi ana sinemaya getmağ yasağ, radyo dinlemağ yasağ, gramafon çalmağ yasağ, dibek başın da otururmağ her şey yasağ!
Arabası aynalı,
Şu oğlana varmalı, 
Oğlan pek güzel amma,
Anası olmamalı.

GAYNANA:
Gız gelin düz yolda yürüyemiyisen, galdi ki şohumda şıllığ atasan! Baba çıha o yüzan ağlın fikrin şennikte.
Erişte kes desem bilmiyisen! Peynir tut desem bilmiyisen,Pağlava aç desem bilmiyisen. Kül goyum halan. Bi senedir hele sengeserle, helim aşını bile sana öğretemedim. Kül goyum halan inşallah başın yerde gözün baca ola…
Gelin seni oyarım 
Sen hizmetçi ben hanım 
Seni evden kovarım 
Eğer isterse canım.

GELİN:
Ana menim yaşım ne başım ne! Zamani gelse helbet dediğin yemağların hepsinide yerli yerinde yaparam Yine de ayran aşını öğrenmişem, murtuğa, gavut, helise, döğmeç, gaşığ datlısi da yapmayi biliyem.
Çarşıda et kaynana
Başında bit kaynana
Oğlun bekler mutfakta
Dışarı git gaynana

GAYNANA:
Yüzün güzün töküle, Gözlerin kör ayağların şil ola gelin. Gağ ne otirisan gağ hadi surfayi ser, yerinden gağsan canın mi çığar , yoğsam sırmaların mi tökülür ander galasıca!
Sağlık afiyet sıhhat
Gaynanayı galdır at
Gaynanasız gelinler
Aman anam ne rahat

GELİN:
Bi loğma ekmek yiyem o da mana ağu gibi geli. Beş barmağımi mum etsem yine de sana yaranamiyam!
Ayakkabı giyerim,
Üstü beyaz olursa,
Kaynanamı severim,
Oğlu güzel olursa.

GAYNANA:
Seni almağla külü goydum başıma. Gelen de yığığ evler direği diğidiler. Şimdi neredeyse mana gazığ çağacağ şıllığ…
Gız gelin dırdır etme
Fazla ileri gitme
Vakitsiz horuz gibi
Gece yarısı ötme

GELİN:
Oğlun meni sevi diye mana pağıllığ edisen. Ğş gelin geldim yessir gelmedim ya! Sufatından düşen bin parça oli, nedir bele gaşın gabağın yığmişsan, dilin kessen sankim garnın mi ağrur?
Ben bir kara biberim,
Yuvarlanır giderim,
Çok konuşma kaynana,
Oğlunu alır giderim.

GAYNANA:
Oğlumi eşek ettin o yana döndirisen, bu yana döndirisen. Zahar o seni almazdı ama nedim sehir yaptız. O cadi bacin getti eşek dili yedirdi bize gözümüzü bağladı.
Sokakta geziyosun
Oğlumu üzüyosun
Güzel desem değilsin
Maymuna benziyosun

GELİN:
Sankim men size gırmızi aslik alma mı gönderdim! İlle de meni alın diye. Meni gaç kişi istedi ama men Memedi sevidim istedi mende yoğ demedim.
ben seni isterim
sende beni
ama o kaynana 
istemez ikimizi 
Puanla

GAYNANA:
Hoşşşt...teşenek dökmüş, toprağ goyum başan. Bize geldin ğanım oldun. Seni almasam gartlayıp, turşayıp evde galacağtın. Anan mevta, baban mevta sen de o yorgansız Saloya besleme olacağtın!
Çiçek gibi her yanım
Sen hizmetçi ben hanım
Evden kovardım seni
Şayet isterse canım

GELİN:
Ğoş menim baba evinde çılpah değildim. Sen meni beğenmiyisen feget men ğaşbağanın en güzel gızıydim her gün evimize elçilerin biri gider biri gelirdi.
Ben bir parça biberim
Eke eke giderim
Fazla nazlanma kaynana
Kızı alıp giderim

GAYNANA:
Mırıh gelin, seni alıci ala, vuruci vura galdıra, ciğerin ağzan gele. Men seni aldım adam da ederdim ama nedim senin erin senin mahcemalan vurulmiş senin ağzan baği…

.Gız gelin dırdır etme
Fazla ileri gitme
Vakitsiz horuz gibi
Gece yarısı ötme

GELİN:
Bele hesutluğ edecağan, bi gınciğ ğoş gonuşsan, gışgırmasan nolur? Hem men senin namusunam meni sıtar etsen canın mi çığar?
Çarşıda et kaynana
Başında bit kaynana
Oğlun bekler mutfakta
Dışarı git gaynana

GAYNANA:
Dilin lal ola, ekmek atlı sen yaya olasan. Ayağlaran gara su yene, Mana laf yetiştirecağan hevşiyi sil süpür, o keskiyi de gözümün önünden galdır. Yoğsam elimden bi gaza çığacağ.
Oğluma çatacağım
Seni boşatacağım
Beline tekme vurup
Sokağa atacağım

GELİN:
Pırçeği ağarmiş, kaftor yeter mana gışgırdığın. Vallah o şimdi pırçeğin tel tel yolacam el alemden haya ediyem.,Çırtik diyisen ses çığarmiyam
Esgik etek diyisen ses çığarmiyam. Vallah daha sabrım galmadı. Ağşam Memet gelsin mana yaptığlarını ona bir bir sayacağam. Daha dayanamiyam.
beni sen almışan 
kabahat sende kaynana
beni oğlun sevmiştir
seni kim sever kaynana

GAYNANA:
He vallah dediğin da yaparsan. Bir iki gaş göz et, cilvelen tamamdır. Herif zaten senin ağzan baği.
Köprü altında durdum
Mânine mâni vurdum
Senin gibi gelini
Gaz kümesine gordum

GELİN:
Gız ana bi zamanlar sende menim gibi gelindin. Sana yapdilar diye sende manamı zulmadacağsan. Sen gün görmedin diye mendemi gün görmiyim? Bağ mana acımiyisan bu garnimdaki nevene de mi acmiyisan?
ben yarimi arıyorum
geçmiyor günler geceler
kaynanam mani oldu
dediler gün gelecek

GAYNANA:

Gelin men seni aslında heggeten severem. Bu gün mana o Sıti Aba fit verdi. Men de ona uydum. Sen helal süt emmişsen bunu da biliyem. Heggin helal et. Gel hele bi seni bağrıma basım artığ olanları unutağ, Aha bu Mushaf meni çarpsın bi daha sana garışmayacağım.
Havuzun ortasında
Kına kardım tasında
Oğlum bana dönecek
Şu ayın haftasında

GELİN:
Gelbimi gırdın mana gişgırdın, bi matuşga demadığın galdı. Ama sen niye o Siti Abaya uydun ki onun oğli meni istedi men getmedim diye bele her zaman meni sana kötüliyi sende menim can ıma yapışisan .
Çarşıdan aldım kilimi
Tut kaynana dilini
Eğer tutmazsan dilini
Kırarım o kambur belini

GAYNANA:,
He menim gelinim sen doğri diyisen. Artığ sana ne gışgıracağam, ne de bi mahanayla sana garışsam gözlerime gara su ine, gün ışığına hesret galam ki sana bi şey dersem.
Sen menim gelinim değil öz gızımsan bundan böyle. Aha bağ misafirlerde gağ havuşu da çağır el birliğiyle sini sufrayı gurağ…
Güzel bahtlı gelin 
Evimin tahtı gelin 
Sen oğlumla mutlu ol 
Gözleri kara gelin.

*Van şivesiyle yazılmıştır.

 

KAYNAK KİŞİ:

Ümit KAYAÇELEBİ







BALIKESİR

TARİHÇESİ
Balıkesir tarihi eseri, kaplıcaları ve deniz kenarındaki dinlenme ve kamp tesisleri yönünden çok zengindir. Marmara ve Ege denizinde sahili bulunan Balıkesir, Türkiye'nin en gelişmiş ve seçkin bir turizm bölgesidir.

Yıldırım Camii ve Külliyesi: Balıkesir'in en eski Osmanlı eseridir. 1388'de Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese ve imaretten meydana gelen külliye büyük bir avlu içindedir. 1818 ve 1897 senelerinde tamir görmüştür. Medrese 12 odalıdır.

Zağanos Paşa Camii ve Külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Han'ın vezirlerinden Zağanos Paşa 1461'de yaptırmıştır. Cami, türbe ve hamamdan meydana gelen külliyeden sadece hamam, ilk haliyle günümüze kadar gelmiştir. 1897 depreminde yıkılan cami ve türbe, 1908'de yeniden yaptırılmıştır. Caminin mihrabı son dönem Türk sanatının bütün özelliklerini taşımaktadır.Yeşilli Camii (Hisariçi Camii): Kimin tarafından yaptırıldığı bilinmeyen cami, 1786'da Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir. Eski Kuyumcular Mahallesindedir.İbrahim Bey Camii (Hacı Arif Ağa Camii): 1465'te Zağanos Paşanın oğlu Mehmed Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra yıkılan cami, İbrahim Bey tarafından yeniden yapılmış ve 1899'da Hacı Arif Ağa tamir ettirmiştir. Minaresi üç şerefelidir. Namazgah: Karesi Beyliği döneminde, 1433 senesinde yapılmıştır.Yıkık durumdadır. Hamidiye Camii: Ayvalık'ta Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Ayvalık'ta Osmanlılardan kalma tek eserdir. Ulu Cami: Edincik'te 1382'de Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Cami: Edremit'te olup, tanınmış ulemadan Yusuf bin Habib için 15. asırda yaptırılmıştır. Caminin bir medresenin olduğu bilinmekle beraber, günümüze ulaşmamıştır. Eşref Rumi Camii: Edremit'tedir. Osmanlı mimarisinin son devir özelliklerini yansıtan cami yabancı mimarlar tarafından yapılmıştır. Hüdavendigar Camii: Sultan Birinci Murad Han devrinde yaptırılmıştır. İlk dönem Osmanlı mimari özelliklerini taşır. Hacı Ahmed Camii:Burhaniye'de olup, buranın tek camisidir. Kare planlı caminin duvarlarında granit kullanılmıştır.
Karesi Bey Türbesi: Karesioğullarından Karesi Bey ile beş oğlu bu türbede bulunmaktadır. Türbenin aslı Osmanlı Devleti zamanında Ampir üslubunda yapılmıştır. Paşa Sultan Türbesi: Hacı İl Bey ilkokulunun yanındadır. 1471'de yapılmıştır. İçinde iki lahit olup, biri Paşa Sultan'a aittir. Kız Dede Türbesi: Edincik'in Hisar Mahallesinde olup, 1413'te yaptırılmıştır. Veli Bey bin Hacı Yakub'un oğlu gömülüdür. Ali Şuuri Medresesi: Sahnihisar Mahallesindedir. 1862'de Ali Şuuri tarafından yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkıldı ise de 1906'da Kadı Abdülhalim tarafından tekrar inşa ettirilmiştir. Günümüzde ilkokul olarak kullanılmaktadır.
Taşpınar Hamamı: 1401'de Subaşı Eyne Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde mağaza olarak kullanılmaktadır. Saat Kulesi: 1827'de Balıkesir Sancak beyi Giridizade Mehmed Paşa tarafından Galata Kulesinin benzeri olarak yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkılmış ise de Mutasarrıf Ömer Ali Bey yeniden yaptırmıştır. Mesire yerleri: Balıkesir doğal güzellikleri açısından oldukça zengin bir ildir. Çevresindeki dinlenme yerlerinin turistik önemi büyüktür. Kuş Cenneti ulusal Parkı milletlerarası bir üne sahiptir. Çamlık: İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeridir. Değirmenboğazı:İl merkezine 10 km uzaklıta orman içi dinlenme yeridir. Kertil-Çamurlu:Sındırgı ilçesi yakınlarında orman içi dinlenme yeri olup, eski Balıkesir-İzmir karayolu üzerindedir. Çağış: Balıkesir-İzmir karayolu üzerinde orman içi dinlenme yeridir. Sütüven:İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeri olup, Edremit'e 20 km uzaklıktadır. Kuş Cenneti Milli Parkı:Balıkesir-Bandırma karayolu üzerindedir. Manyas Gölü kıyısında kurulu olan Milli Park, 667 dekarlık bir alanı kaplamaktadır. Bandırma'ya 18 kilometredir. Her sene göç sırasında 239 türden 2-3 milyon kuş uğramaktadır. Park içinde bir kuş müzesi de vardır.
Gönen Mozaik Müzesi:Gönen kaplıcaları sitesindedir. Türkiye'nin en sağlam mozaikleri buradadır. M.S. 5. asra ait mozaikler vardır. Kaplıcaları:Balıkesir ilinin hemen her tarafından insan sağlığı için faydalı sıcak sularkaynamaktadır.PamukçuBengiKaplıcası:Balıkesir'e 20 km uzaklıktadır. Kaplıca suları içme kürleri ile mide ve şeker hastalığına iyi gelmekte, banyolardan ise romatizma ve damar sertliğinde faydalı sonuçlar alınmaktadır. Balya Dağ Kaplıcası:Balya ilçesi Ilıca bucağındadır. Banyo kürleri, romatizma ve deri hastalıklarına faydalıdır. Hisarköy (Asarköy)Kaplıcası: Bigadiç ilçesine bağlı Hisarköy'dedir. Kaplıcanın suları banyo ve içme şeklindekullanılmaktadır.Kükürtl veçelikli suları romatizma, deri ve kadın hastalıklarında; acısu ve karbonlu su ise mide, barsak hastalıklarıyla hazımsızlıkta kullanılır. Derman (Bostancı)Kaplıcası:Edremit'e 3 km uzaklıktadır. Banyo uygulamaları romatizma, eklem, sinir, damar hastalıkları, gut, böbrek hastalıkları ve kadın hastalıklarına faydalıdır.
Güre Kaplıcası: İzmir-Çanakkale karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, kadın ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.
Gönen Kaplıcası:Gönen ilçesindedir. Kaplıcanın bulunduğu 600 metrekarelik alanda çeşitli kaynaklar vardır. Kaplıcaların 200 m uzağında bir kayanın altından fışkıran ekşi su, siroz dahil bir çok hastalığa şifadır. Radyoaktivitesi yüksek olan bu ekşi su, hormonları kuvvetlendirdiği ve vücud dinamizmini arttırdığı, laboratuar tecrübesi ile sabittir. Bu su, böbrek ve idrar yolları rahatsızlığına, karaciğer hastalıklarına, barsak tembelliği ve her çeşit parazitlere karşı iyi gelmektedir. Gönen kaplıcalarının en meşhuru Gönen'e 13 km uzaklıkta hormonal kısırlıklara şifalı gelen dağ ılıcasıdır. 68oC'deki kaplıca suları içinde sodyum, kalsiyum, sülfat, bikarbonat, fosfor, radon ve karbondioksit bulunur. Gönen kaplıcaları; kadın hastalıkları, ameliyat sonrası ve kazadan sonra görülen eklem sertlikleri, romatizma ve kireçlenme, karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıkları, zihni yorgunluk, çocuklarda gelişme bozuklukları ve gastroentistenal rahatsızlıklara iyi gelir. Emendere (Ilıcaköy) Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 7,5 km uzaklıktadır. Radyoaktivitesi yüksek olup, banyoları ağrılı hastalıklara, romatizma, uyuz, çıban ve deri hastalıklarına iyi gelir.
Hisaralan Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 18 km uzaklıktadır. Banyoları romatizma, deri, mide, damar ve kadın hastalıklarına faydalıdır. Kepekler Kaplıcası:Susurluk-Bandırma karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, siyatik ve sinir hastalıklarına faydalıdır. Kaplıca ayrıca milletlerarası literatürde moor denilen iyi ve yararlı bir çamura sahiptir. Çamur banyoları romatizma, sinir hastalıkları, çocuk felçleri ve kadın hastalıklarında faydalıdır. Hisar Kaplıcası, Hozluca Kaplıcası, Karaağaç (Uyuz)Kaplıcası, Dutluca Köyü (Ekşisu) İçmesi, Pelitköyü (Zeytinpınarı) İçmesi, Suçıktı (Acıcasu), Sarısu Kaplıcası, Kösemdede Kaplıcası, Güre Kaplıcası, Zeytinliada Kaplıcası, Ekşidere Kaplıcası, Manyas Kum Kaplıcası Yıldız Kaplıcası, Gökçedere Kaplıcası, Ömer Köy Kaplıcası, Dağ Kaplıcası ve Acıcasu Madensuyu, il sınırları içinde kalan diğer kaplıcalardır.
Deniz kenarındaki dinlenme yerleri: Ayvalık, Sarmısaklı, Altınkum, Çamlık, Ali Bey Adası, Burhaniye, Ören, Edremit, Akçay, Göl Pınar, Altınoluk, Erdek, Çuğra, Zeytinliada, Bandırma, Livatya, Gönen, Karakum, Taraca, Marmara Adası, Avşa Adası, Paşa Limanı, Ekinlik Adası ve Çınarlı Köyü deniz kıyısı dinlenme merkezleridir.

                   KOCASAAT VE ŞADIRVAN

 DEVİL’S TABLE (AYVALIK)

 In the shape of the round as dining table is located on hard rocks.If you want to see sunset From Cumhuriyet Square or,turning rİght from the 1 kilometer of Sarımsaklı Road after passing Çamlık bearings.

                   ŞEYTAN SOFRASI (AYVALIK)

                   ÖREN

YAĞCIBEDİR CARPETS

It isbeing weavedin Sındırgı by the local people.The Yağcıbedir Carpets gains value gradually when it is used The carpets weaves with thin thrades whics is painted By madder ,not wither. Darc red ,red,darc blue and withe colors rules on it.The Yağcıbedir carpets is an art sign whic reflects of Yörük Tribes conventional customs of its past.

 

 

TARİHLERLE BALIKESİR

Balıkesir Tarihinde Önemli Duraklar (Halkiyat Açısından)
1080 - Balıkesire ilk Türkmen obaları yerleşmeye başlamıştır.
1099 - Balıkesir yöresindeki Türkmenlerin çok büyük bir kısmı  
 
           Bizanslılarca kılıçtan geçirilmiştir.
1175 - Balıkesir yöresine Bizans baskınından sonra ikinci dalga 
 
           Türkmen göçleri yaşanmaya başlamıştır.
1237 - Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev
            Misya'yı ve  buradaki Türkmen obalarını gezmiştir.
1240 -Balıkesir yöresine Moğol istilası nedeniye üçüncü dalga                
            Türkmen  göçleri yaşanmaya başlamıştır.
1290 - Balıkesir yöresine Karesi Bey kumandasındaki Türkmen
            obalarıyla yoğun yerleşim yaşanmıştır. Bu obaların çoğu 
            Danişment yöresi olarak adlandırılan Tokat, Çorum, Amasya, 
            Sivas çevresinden ve Kastamonu ile Sinop civarlarından
            geldikleri   düşünülmektedir. Gelenlerin bir
            kısmının Çepni olduğu söylenmektedir.
1300 - Balıksir yöresine Türkmen göçleri devam etmiştir.
1305 - Sarı altuk Türkmenleri, Ece Halil önderliğinde Dobruca
            yöresinden Anadolu'ya geri gelerek Karesi topraklarına 
            sığınmışlardır.1305 - Karesi Beyliği donanması kurulmuştur.
1310 - Seyyah, İbni Batuta Balıkesiri dolaşmıştır.
1345 - Balıkesir kenti Osmanlıya ilhak olmuştur.
1360 - Tüm Balıkesir toprakları Osmanlıya geçmiştir.
1400 - 1360'larda başlamakla birlikte, Osmanlıların Balkanları ele
             geçirmesiyle Karesi ilinde yaşayan Türkmen boylarının 
             birçoğu Balkanların çeşitli yerlerine iskan ettirilmiştir
1430 - İç Anadolu, Toroslar ve özellikle Doğu ve Güeydoğu
             bölgesinden Türkmen göçleri yaşanmıştır. Tahtacı 
             Türkmenleri bu dönemlerde gelmişlerdir.
1577 - Balıkesir’de büyük deprem yaşanmıştır.
1691 - Güneydoğu ve Halep çevresinden Çepni Türkmenleri
            Balıkesir çevresine gelerek yerleşmişlerdir.
1740 - Slav Kazakları Balıkesir’e gelmiş ve Manyas Gölü
            kıyılarına yerleşmişlerdir.
1856 - Tatar Türkleri Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1859 - Çerkez ve Gürcü boyları Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1864 - Hala Göçebe yaşayan ve nüfusu oldukça yoğun olan 
            Yörük boyları zorla iskan ettirilmiştir.
1878 - Balkan ve özellikle Bulgaristan Muhacir Türkleri 
            Balıkesir’e yerleşmeye başlamıştır.1910lu yıllara kadar
            Balkanlardan göçler sürmüştür. Muhacir Türkler 
            yanında Arnavut ve Pomaklar da gelmiştir.
1881 - Osmanlı genelindeki idari reformlar sonucu Karesi Vilayeti
            kurulmuş, bu  reform bugünkü Balıkesir Vilayetinin 
            idari köklerini oluşturmuştur.
1892 - Fransızlar'ın Osmanlıların elindeki Cezayiri işgal etmelerinden
            sonra Osmanl  hükümdarı seferberlik ilan etmiş ve Balıkesir 
            ve özellikle doğu ilçelerden savaşa gidilmiştir.
1897 - Büyük Balıkesir depremi yaşanmıştır.
1912 - Boşnaklar Balıkesir’e yerleşmişlerdir.
1913 - Balıkesir’den geçen demiryolu hattı hizmete açılmıştır. 
            Yani Balıkesir dünyaya 1913'te açılmıştır.
1914 - Büyük çekirge felaketi yaşanmıştır.
1919 - Sonrası: Daha çok Körfez ve Marmara kıyılarında yaşayan 
             Rum, Yahudi ve  Ermeniler Balıkesir topraklarından                
             ayrılmışlardır.
             Bu ayrılmalar 1850lerde  başlamıştı. (1919 yılına kadar İç 
             kesimlerde Türkler yoğunken, kıyıkesimlerde Rumlar
             yoğunluktaydı.)
1950 – Bulgaristan dan göçmenler gelmiştir.
1985 – Bulgaristan dan göçmenler gelmiştir.

 KAYNAK  :
Berkan KARAGÖZ (BALIKESİR FOLKLÖRÜ)



BU SİTEYİ İZLERKEN AYRICA TSM.DEN 20 SEÇKİN PARÇAYI DA DİNLEMİŞ OLURSUNUZ.
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret58473
Saat