Bu sayfada çok sevdiğim birkaç şiiri şiirseverlerle
paylaşmak istiyorum.
KUM
Sen kum nedir bilmezsin
Deniz nedir görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir…
Sen taş nedir bilmezsin
Dağa çıkmadın ki.
Yürü ufuklara doğru,
Dağ bir ayağında
Taş bir ayağındadır…
Sen kül nedir bilmezsin
Ateş yakmadın ki.
Uzat ellerini gökyüzüne,
Ateş bir elinde
Kül bir elindedir…
Sen kan nedir bilmezsin
Ölmedin öldürmedin ki.
Yat toprağa boylu boyunca,
Ölüm bir yanda kan bir yanda.
Sen aşk nedir bilmezsin
Beni hiç sevmedinki.
Ağla ağlayabildiğin kadar,
Bütün güzellikler sende aşk bendedir.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’i düşünüyorum
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları ,enginleri denizleri,
Ailtın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri
Mustafa Kemal’i düşünüyorum.
Yanmış yıykılmış savaş meydanlarında,
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor,
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal!i düşünüyorum,
Gelmiş geçmiş ,kahramanlara bedel,
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere,
Al bir ata binmiş yalın kılıç,
Koşuyuor zaferden zafere.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum
Ölmemiş bir kasm sabahı
Yine bizimle beraber her yerde
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde
Mustafa Kemal’i düşünüyorum
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum,
Uykularıma gırıyor her gece
Ellerinden öpüyorum.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
ÇEMBER
Bir çember çizilse;
Merkezinde ben,
Eşit uzaklıktaki noktalarında sen olsan.
Ben bir dönüşte seni,
Sen bir bakışta beni görsen.
Üzüntüler bize teğet,
Sevinçler kiriş olsa.
Ve birbirimize o kadar yaklaşsak ki
Yarıçap sıfır olsa…
Şemsi BELLİ
Bu nasıl sevgi böyle
Bu nasıl tutku?
Bu nasıl özlem?
Ne zaman gözlerini görsem
Bir çoğalıyorum, bir eksiliyorum
Mutluyum varsın diye
Al uzattım ellerimi
Seni sarsın diye
Ceylanım! Belki bir gün duyarsın diye
Çıkmışım bir dağ başına sana türkü söylüyorum
Ne güzel ellerin var incecik
Ne güzel saçların var sapsarı
Anlasana o yalansız gözleri
O kirpikleri, o dudakları
Düşündükçe baştanbaşa özlem kesiliyorum
Al desem, sana ömrümü versem
Korkarsın, alamazsın ki
Dur desem, kaçarsın yine ceylanım
Gül desem, ağlarsın
Gel desem, gelmeyeceksin, biliyorum
Bu engeller bana göre değil oysa
Ben bu dağları aşarım
Geçerim bu denizleri, korkma
İşte düştüm yollara
Dur, bekle beni, geliyorum
Sevmek inancım, tutkum benim en eski
Dağıtsam dünyalara yeterdi bu sevgi
Düşünsene, anlasana ceylanım
Sen yoksan ne farkeder ki
Ha öyle ölmüşüm, ha böyle ölüyorum
— Gülcan Sağlam ile birlikte
Ü.Yaşar OĞUZCAN
BEYAZ GÜLÜM
Öyle çaresiz bakma yüzüme,
Belki bakışlarını okuyamam.
Bana sen anlat,
Bana sevgini anlat,
Seni seviyorum demek zorsa,
Tut ellerimden,
Heyecanında sakın korkma.
İşte o an…!
Her şeyi unut bana sıkıca sarıl,
Kulağıma seni seviyorum de…
Bunların hepsi zorsa,
Bir beyaz gül yolla,
Ben genede anlarım
Beni sevdiğini…
Fot.Kr.(Ahkalbim)
HAYAT BİZE MUTLU OLMA
ŞANSI VERMEDİ
...Biz kendimizden baska
Herkesin üzüntüsünü
Üzüntümüz,
Acisini acimiz yaptik.
Çünkü Dünya'nin öbür ucunda,
Hiç tanimadigimiz bir insanin
Gözyasi bile içimizi parçaladi...
Kedilere agladik
Kuslarin yasini tuttuk.
Yüregimizin yufkaligi
Kimi zaman hayat karsisinda
Bizi zayif yapti.
Aslinda ne güzel seydir
Insanin insana yanmasi
Sevgili...
Ne güzeldir bilmedigin birinin
derdine üzülmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatimda hep
Üzüldüm, hep yandim..
Yasamak ne güzeldir be sevgili
Sevinerek, severek, sevilerek,
Düsünerek...
ve o vazgeçilmez sancilarini
Duyarak hayatin
Yılmaz GÜNEY
YOK KARŞILIĞI YÜZÜNÜN
Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor
Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
Yok karşılığı yüzünün
Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Yakınlaştıkça imkansız uçurumlar
Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
Yok karşılığı yüzünün
CEZMİ ERSÖZ
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin!"
( Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri )
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin.. Ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları..
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağı'na göçen,
Yörükler yaylasında Toroslar'da eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımi ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya...
Ceyhun Atuf KANSU
ARADA KALANLAR
Bizim kuşaklar arada kaldılar.
Bizler 'Bilgisayar' ile 'Daktilo' arasında kaldık.
'Tel dolaplar' ile 'Buzdolapları' arasındaki kuşağız.
'Nihansın dideden' ile'Love story' arasındaydık...
Vitrindeki 'Renkli ti-vi' ile evdeki 'Siyah-beyaz' arasında
Ne kadar gidip geldik bilemezsiniz.
'Hamburger' ile 'Köfte' arasındaki kuşaktır bizim kuşak.
' Mahalle bakkalı! ile 'Süpermarketler arasında
'Veresiye defteri ' ile 'Kredi kartlarının' tam ortasındaydık...
'Milliyetcilik' ile 'Yabancı sermaye' arasında bir yerdeydik...
'G-string' ile 'Dantelli don' arasında ...
'Yerli malı' ile 'Marka ' arasında...
'Aşk ' ile 'Flört' arasında....
'Ucu parfümlü mendiller' ile 'e-mailler' arasında...
'Alınteri' ile 'Kolay para' arasında...
'Meyhane ' ile 'Reina' arasında kaldık.
Arada kkalan kuşağız biz.
'Tel çember' ile 'Ateş eden pilli robot ' oyuncaklarının
Arasında kala kala büyüdük.
'Arnavut taşı' ile 'Asfalt' sokaklararın
Kesiştiği köşeydi yerimiz.
İşe bakın ;
'Cumhuriyet' ile 'Demokrasi ' arasında sıkıştık.
Birine koşsak öbürünü yitiriyoruz.
'Namus' ile 'Para' arasındayız...
Hangisi ?
'Havuç maskesi' ile 'Botoks' arasında...
'Berber' ile 'Erkek kuaförü Lemi'
Arasında kalmaktı bizimkisi...
Yine şaşkınız bugünlerde el öpülen şeker ikram edilen
Ziyaretler mi yoksa Antalya'ya gitmek mi bayram ?
Aradayız yine dostlar .
Böyle günler gelip çattığında benim canım sıkılır.
Uçuk aklım eski ile yeni arasında sıkışıp kalır.
Tek ayağımın üzerinde zıplaya zıplaya dönerim...
Sonunda...
Gülmek ile ağlamak arasında bükerim boynumu.
Bir yanımda sevinç bir yanımda hüzün...
Bekir COŞKUN (Gazeteci)
HATIRLAR MISIN
Hatırlar mısın
Gözgöze gelişimizi ilk defa
Bakışlarımızın çakmaklanışını
Bir akşam vakti, yakınlarda
Bir yerlerde bir şeylerin yanışını
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
İlk öptüğüm günü dudaklarından
Başımın dönmesini, tenimin tutuşmasını
Yıllar yılı kendi yatağında kaybolan
Nehrimin, denizine kavuşmasını
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
Ayrı ayrı yaşadığımız binlerce geceden ayrı
Bir geceyi, sabahsız, çılgın, dopdolu
Ve senin özleminle sımsıkı saran kolu
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
Ormanda dibe vuruşunu gün ışığının
Ağaçların ürperişini derinden
Başını omuzuma koyuşunu, dalgın
Sonra bir yangının başlayışını ellerinden
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
Kendimizden geçerek, alabildiğine
Birlikte gittiğimiz o yerleri
O ağaçlı yol, o serin kumsal, o meyhane
Ve güllerin ağlayışını bir akşam üzeri
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
Nasıl bir koşuydu o doludizgin
Ne kadar yoğu var etmiştik birlikte
O seven gönüllerimiz bir çift güvercin
Gibi nasıl kanat çırpmışlardı mavilikte
Hatırlar mısın
Hatırlar mısın
Gün boyu seninle çağlar aştığımızı
Bir yalan dünyada yalansız severek
Tanrıya yaklaşıp Tanrılaştığımızı
Söyle hatırlar mısın bir gün beni
Hatırlar mısın ?.........
Ümit Yaşar OĞUZCAN
ERKEK DEDİĞİN
Erkek dediğin, seni elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak.
Bileceksin ki emin ellerdeyim,
başkası tutamaz elimi böyle.
Rahat olacaksın yanında,
çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek.
... İnce olacak; seni senin kadar düşünecek.
Erkek dediğin, sen ona sevgini hissettirdiğinde,
sen ona kayıtsız şartsız asıkmışsın gibi havalara girmeyecek.
Erkek dediğin ilgi gördüğünde ilgiyle,
sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek.
Erkek dediğin, cesur olacak cesur.
Seni seviyorum derken korkmayacak,
başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek.
Seviyorum deyip bir sonraki perdede kaçmayacak,
özlüyorum diyorsa gelecek, kaybetmek istemiyorum diyorsa kaybetmeyecek.
Erkek dediğin aşkına sahip çıkacak.
Korkak olmaz erkek dediğin.
Erkek dediğin, zeki olacak. Kadının küçük yalanlara,
bahanelere inanmayacağını, kendisini kendi gibi tanıdığını bilecek.
Kadının zekâsını küçümsemeyecek kadar zeki olacak.
Zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını bilecek, o hamura kendisini katmasını da.
Erkek dediğin, değerlerini bir anlık hevesler uğruna satmayacak.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seninle yataktayken
kullanacak.
Yan gözle hatun kesmeyecek, üstüne sevgili edinmeyecek.
Erkek dediğin önce sevecek. Kendini sevmeyen erkekten
kimseye hayır gelmez.
Bir bakarsın ki yıllar sonra bu adamla
ne yatağa sığıyorsun, ne toprağa...
Koluna girip gezmesini bileceksin gururla koynuna alıp sevişmesini de.
Erkek dediğin, babalığını da bilecek, ana-babaya hürmet etmeyi,
kadir kıymet bilmeyi, vefakârlığı, fedakârlığı...
Erkek dediğin seni koruyacak, kuşatacak.
O nerede olursa olsun seni koruyacağını bileceksin.
Pısırık olmayacak erkek dediğin.
Erkek dediğin erkek olacak güzelim.
Seni sadece sen olduğun için sevecek.
Parayla pulla, kariyerle, güçle,
Kimin ne dediğiyle hareket etmeyecek.
Hem sevgilin, hem arkadaşın olacak...
Can YÜCEL
Basit biri değilim…!
Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var!
Ve kahkahalara sarılmış anılarım!
Herkes kadar dertli ,bazılarından fakir
Çoğundan zenginim.
Taşıdığım hayallerim.söylenecek şarkılarım,
Paylaşılacak dostluklarım var.
Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar
Büyük bir kalbim,
Gidene beduua edmeyen bir dilim var…
Yüreğimi korkak büyütmedim
Kaybettiklerim; dağıttığım servetimdir…!
Can YÜCEL
KADIN DEDİĞİN
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş.
Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta.
...Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak.
Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak.
Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, herşeyini.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin.
Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin.
Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük.
Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak.
En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de.
Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küfretmeyecek.
Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek.
Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna.
iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak.
Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak.
Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürlerle yemeklerle işi olmayacak.
Şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz.
Salatasız oturmayacak yemeğe.
Temiz olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri.
Yahut pahalı parfümlerin sindiği, boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin.
Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş.
Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak... Zeki olacak zeki.
Seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da...
Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak.
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak,
Yan gözle adam kesmeyecek, başka sevgili edinmeyecek.
Sarışın, renkli gözlü uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya...
Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir olacak.
Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha.
Ağzı sıkı olacak kadın dediğin.
Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak..
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan,
Kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan,
raf süslerinden, tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak,
biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak.
Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.
En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir.
Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa.
Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle.
Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de.
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek.
Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla...
Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana.
Öyle bir kadın işte...
Nerede öyle kadın , yoktur deme.
Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!...
Can YÜCEL
UZAKTAN SEVİYORUM SENİ
uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
…
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum
Cemal SÜREYYA
İŞTE SİZE DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN ŞİİRİ !
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…
Jorge Luis BORGES
KADINIM BEN
Minicik yüreğinde
Dünyayı taşıyan,
Elleri hamur kokan,
Kırılgan alıngan.
Gözyaşları içinde gizli,
Biraz çocuk biraz anne,
Biraz deli.
Aşkın her hali,
Tutkulu düşbaz,
Haylaz bir kadınım ben.
İncitmeyin beni,
Giiydiğim çiçekler bile çiçekli.
Bedenimin ne önemi var ki?
Benim hazinelerim
Yüreğimde gizli.
Can YÜCEL